Dün geceki sonuç, Fenerbahçe'deki iyiye gidişi onaylayan bir mühürdür. Ama geceyi özetleyen en özel adamı işaret etmeliyim. Roberto Carlos'u.... Attığı ve attırdığı gollerle, eski alışkanlıkların yeni tadını çıkaran adam, 3 puanı da bir labirentin içinden çıkarıp aldı. Gücü kadar, düşlerini de kullanarak...
***
Maçın zor geçeceği zaten belliydi. Ama Fenerbahçe umulanın altında bir başlangıç yaptı. Bunun adını temkinli duruş koyalım. Ankaraspor, büyük takım başlangıcına soyundu. Bunun adını yenilgiye davetiye koyalım. Çünkü Kadıköy'de Fenerbahçe'ye karşı "büyük takım pozları" takınmak, en büyük gaflettir. Dün gece Aykut Kocaman'ın en büyük hatası da bu oldu bence... Ama yine de, maçın başında Ankaraspor'un galip duruma geçmesi pekala mümkündü. Maçın 8. dakikasında Edu'nun, Murat Tosun'a yaptığı hareket kesinlikle penaltıydı. Ama gördük ki, Yunus Yıldırım bu penaltıyı vermedi. Sahadaki en zavallı adam hakemdi. Vermediği penaltı kadar, Uğur Boral'ın bacak arasına atılan tekmenin, Hürriyet'in Emre'ye attığı dirseğin ve maçın hızını kesmenin de sanığı olarak.
***
Orta alanı rakibine bıraktığı zaman, Fenerbahçe kalesinin önünde tehlikeli görüntüler oluşuyordu. Baktım da, yine dikey değil, yatay mücadele... Uğur Boral yine kendi balında boğulan arı. Hamaratlıkta üstüne yok ama son hareketlerde yine kördüğüm. Deivid'in gelişiyle, Gökhan Gönül'le geçen yıldan kalan "harika ikili" oluşur diye düşünmüştüm. Harika ikiliyi bulmasam da, Gökhan Gönül daha rahat ve daha atak buldum. Deivid seyyahtı. Her şeye rağmen, Carlos'la birlikte proje üreten adamdı.
***
Golü yiyene kadar, maçın patronu Ankaraspor' göründü. Ama sahanın gizli bir patronu vardı Orta alandaki felç olmuş düşünceyi, sol kanattan ayağa kaldıran Roberto Carlos oldu... Attığı gol, "ölü toplardan canlılık kazandırma projesinden" bir ödül kazandırdı ona. Ama attırdığı gol, "bilardo topuyla, ıstakayı seviştirmenin hüneriydi."
***
İkinci yarının başındaki golden sonra, yardımlaşması üs düzeyde bir Fenerbahçe resmi çıktı ortaya. Semih'in sakatlığıyla sahaya sürülen dirençli bir Emre de sahneye çıktı. Fenerbahçe'nin rakip alanda çoğalmasında, orta alandaki kırılgan yanını onarmasında Emre'nin etkisi büyüktü. Ben hala Güiza'ya şaşıyorum. Güiza, pozisyonlarda, yayından fırlamış coşkunun oku. Ama gol denince, anahtarı unutup; kapıda kalan dalgın adamlar gibi.
***
Her şeye rağmen kazanılması zor maçlardan biriydi. Özellikle de, Fenerbahçe'nin "Başlarsa sürer" dizisinin, sürmesi açısından...
***
Ankaraspor'da geleceğin yıldızlarından Özer, yüksek voltajlıydı. Gökhan Gönül'ün sarı kartlık faulünden snra oyundan düştü. . Yine Yunus Yıldırım'la noktalamak istiyorum. Dün de gördük ki, hatalarını tekrarlayan hakemlerin cinayet saatleri yaklaşıyor. Merkez Hakem Kurulu, biraz da kendi kulaklarını çeksin! Yarattığı esere bakıp...