Bilinçli futbol Saraybosna, Mostar... Dünyada eşi benzeri olmayan iki özel şehir. Güzelliklerle çirkinlikleri, mutlululukla acıyı birbirinde barındırıyor. Kendi içlerinde onlarca tezat. Savaşın acı yüzünü hatırlatan kurşun izleri, katliamları hatırlatan mezarlar insanı garip bir duygunun içine itiyor. Maçın oynandığı Siroki başka bir alem. Bosna-Hersek sınırları içinde ama Hırvat kasabası Siroki. Futbol kasabanın yaşam biçimi olmuş. Bu 8 bin kişilik stada onay veren UEFA sanırım standartlarını şaşırmış. Türkiye-Hırvatistan maçından sonra "büyük gerginlik oldu" diye Beşiktaş'ı güzelim Mostar köprüsünü ve çevresini gezdirmeyerek bizleri gerenlerin hesapları boş çıktı. Çünkü seyirci alabildiğine centilmenve sakindi. 2-1'lik yenilgiye rağmen takımlarının güçlerinin bilinciyle sahadan ayrıldılar. Bu turu Beşiktaş geçti diyebiliriz. Beklediğinden daha da kolay oldu bu iş. Maça gelince... Çift ön liberolu, tek forvetli 4-2-3- 1 sisteminin 'yıldızlaştıracağı' santrforun gerisindeki oyunculardan Aydın ve Delgado dün erkenden sahneye çıktı. Pas Aydın'dan, gol Delgado'dan geldi. Defansta Gökhan Zan ve Sivok'un uyumu, dinamizmi ve yerinde müdahaleleri alkışlanacak seviyede ön plana çıktı.
Gol yemeyin yeter İlk yarı Beşiktaş çift ön libero ile daha güçlü göründü. Ve herkeste "Bu takım gol yemezse, hücum oyuncuları mutlaka gol atar" hissini uyandırdı. İkinci yarı ev sahibi takımın gücünün kaybolması ve aradaki kalite farkının görülmesi açısından çok belirgindi. Özellikle son değişiklik ve Serdar Kurtuluş'un ön liberoya kaydırılması yeni ve daha isabetli bir tercihti ki bu da İbrahim Toraman'ın sağa kaydırılacağının sinyaliydi Beşiktaş 2-1 kazanması ve bariz üstünlüğü bu turu geçeceğinin kanıtıydı. Önemli bir hazırlık maçı ve başlangıç oldu. Hayırlı olsun...