Boşalan tribünler Beşiktaş'ta 2006-2007 sezonunda 'ucuz satalım taraftarı alıştıralım' politikasıyla ulaşılan kombine bilet rakamı 19 bin, 2007-2008 sezonunda normale çekilmiş fiyatlarıyla satılan kombine bilet sayısı 13 bin 500'dü. Bu kadar transfere rağmen şu ana kadar ulaşılan rakam bin 600. Üç yılın satış oranlarına ve sürelerine bakıldığında yüzde 90'lık bir kayıp var, ciroda da yaklaşık yüzde 70'lik bir azalma... Bu tablo nasıl oluştu; Başkan Yıldırım Demirören, "İnönü'yü 19 Mayıs'ta yıkıyoruz" dedi. Genel sekreter Kenan Öner bu sözün tamamen havada kalmaması için "Kombine satışlarına başladık ama 3 ayrı statta da oynayabiliriz" dedi. 9.5 milyon euro gibi 1. sınıf topçulara ödenen bir bedelle Avrupa piyasasında menajerlerin "2. kalite" dediği iki Çek alındı. (Aldıkları düşük maaşlar da bunun göstergesi) Yanlarına da bonus "bedelsiz" denilerek Seric koyuldu. Bu tartışmalı bonservislere karşılık, alınan "iyi niyetli ama kapasitesi belli" bu oyuncular taraftarı heyecanlandırmadı. Bu yanlışlar yetmezmiş gibi Bobo'nun Dinamo Kiev'e satılması, menajer komisyonundan çıkan anlaşmazlıklar ve Delgado'nun gündemden düşürülemeyen transfer haberleri bu süreci tetikledi.
Üzülenler arasındayım Bunlar da yetmezmiş gibi kafile başkanı olan genel sekreter Kenan Öner, "imparator" lakaplı menajer Sinan Engin ve takımın teknik direktörü Ertuğrul Sağlam'ın "otorite!" olduğu bir ortamda iki kaptan saat arayla iki kez yumruk yumruğa birbirine girdi. Üstelik barıştırılırken ve 'kolej havası' var denilen bir takımda. Kimin bu olaya ne kadar seyirci kaldığını, karizmayı yerle bir ettiğini bilemem. Ancak şunu iyi biliyorum futbolcusuna, kaptanına kavga esnasında engel olamayan bir "otorite" varlığını sürekli futbolcu kovarak hissettiremez. Sadece korkutur. Yöneticilik, menajerlik, hocalık ilk olay sonrası bu olayı kapatabilmektir. Bazı gazetecilere gecenin 00.17'sinde telefon açıp, "Olay vahim. Yeni karar aldık. Sabah birini Salzburg'dan, diğerini Münih'ten göndereceğiz' ayrıntısını unutmayarak haber verirken gösterdikleri inceliği Beşiktaş'ın menfaatlerini düşünürken de gösterseler sorunlar zaten ortadan kalkar. Tribünler boşalıyor. Son mali kongrede nitelikli, paralı Beşiktaşlı sayısı dibe vurmuştu. Kan çekilir gibi tribünlerden bu insanlar çekiliyor ya da bilinçli olarak çektiriliyor. Loca isteyen ama bir sürü değiştirilen öneri ve istekle karşılaştığı için almaktan vazgeçtiğini söyleyen dolar milyarderi, kongre üyesi Mubariz Mansimov örneğinde olduğu gibi. Sağ olsunlar sitede yalanlamaya çalışırken, doğrulamışlar. Bu olaylara bakıp sinirden güleyim mi? Yoksa Mansimov gibi loca almaktan artık vazgeçen Turgay Ciner gibi isimlerin uzaklaşmasına, Zafer Yıldırım, Hüznü Özyeğin, Tuncay Özilhan, İhsan Kalkavan, Cemil Kazancı gibi onlarca değerden faydalanılamamasına üzüleyim mi? Ben üzülenler arasındayım...