Yakıştı mı! Beşiktaş'ın Avusturya'da yaptığı ilk kamp dönemi dün 1-0'lık Steaua Bükreş yenilgisiyle son buldu. Ancak bu kamp döneminde saha dışı olaylar anlamında iki önemli nokta çok dikkatimi çekti. Birincisi: Beşiktaş 4 maç oynadı. Bunların 3'ünü kazandı. Ancak Kartal ikisi kolay takım olmak üzere 4 karşılaşmada imajından çok şey kaybetti. 4 maçın 4'ü de amatör takımların sahaları. Statlar, sahalar ve soyunma odaları 4. sınıf. Bochum'la Vörgl'deki statta yapılan maç diğerlerine göre bir nebze daha elle tutulur gibiydi. Böyle sahalarda Beşiktaş'ın PAF takımı bile maç oynamaya layık değil. Tribün yok, yedek kulübesi yok, çimler standartlardan daha uzun. Seyirci deseniz hiç yok. Bu stadlarda Beşiktaş'ı maç oynamaya yakıştıranlar utanmalı. Büyük Beşiktaş'ı böyle küçük statlarda üç kuruşa, çapsız organizatörlerin elinde rezil etmeye kimsenin hakkı yok. Her takımın koruması gereken bir kalitesi, seviyesi vardır. Beşiktaş'ı bu statlarda (Stat demeye bin şahit ister) küçük düşürmeye kimsenin hakkı yok.
Kamp mükemmel geçti İkincisi: İbrahim Üzülmez ve İbrahim Toroman'ı çok severim. İkisi de adam gibi adamdır. Ancak konumuz iki kaptanın kavga nedeniyle uzaklaştırılması değil. İçerden birçok kaynaktan aldığımız bilgiler ve bizim izlenimlerimiz kampın son yılların en iyi kampına dönüşmesi. Benim için de şaşırtıcı olsa bile bu kampın son 10 gününün mükemmele yakın geçtiğini ve bunda sazı eline alan (Tedavi odasında gitar bile çalmış) Delgado'nun payı büyük. Saha sonuçlarına gelince. Beşiktaş dün çok yorgundu. Sakatlık verilmeden bu kadar yüklemenin başarıyla yapılması skordan daha önemli. Siyah-beyazlı takım üzerindeki yükleme yükünü atıp uçmaya başladığı zaman gerçek Beşiktaş'ı görebiliriz. Ancak bunu beklemeden karakterlerine olumlu not verdiğimiz yabancıların, futbollarının ise ödenen yüksek bonservis bedeli kalitesinde olmadığını Steaua Bükreş maçında da gördük. Buna karşılık gençlerin kalitesi hırsı şapka çıkartılacak türden. Gençlerin ağabeyliğine, hamiliğine soyunan Ertuğrul Sağlam bu genç oyuncuları bu yıl takımda tutmalı, kimseyi göndermemeli diye düşünüyorum.