Mevsimlik Zico Maç meydanda, okunuyor... Maçı dikkatli seyreden bir adam, bunları anlar ama bunlar ya dikkatli seyretmiyorlar; basın tribününde kabak çekirdeği yiyerek gırgır geçiyorlar, oyuna bakmıyorlar ya da kafalarındaki klişeler üzerine yorum yapıyorlar. Şimdi mesele şu: Zico niye iki forvetle başlamıyor? Niye Chelsea'ye oynadığı oyun ile Kasımpaşa'ya karşı oynadığı oyun farklı değil? Görülüyor işte... Chelsea'ye de aynı takımla çıkacak. Chelsea ile Kasımpaşa aynı olur mu? Doğal olarak olmaması lazım. Ama Zico henüz teknik direktör değil. Zico henüz maçı anında oynamayı bilmiyor. Zico satranç ustası gibi oynamıyor maçı. Zico'nun maç içindeki rotasyonla değişen B planları, C planları yok. Zico bir takım kurmuş. Kasımpaşa'ya da o takım, Chelsea'ye de o takım, Çatladıkkapıspor'a da o takım. İkinci bir takım yaparsa kafası karışıyor. Onun için değişiklik yapmıyor. Kendi içinde de davranışı tutarlı. 'Yüzüme gözüme bulaştırmaktansa ben bildiğim yolda ilerleyim' anlayışında.
NE YAPACAĞI BELLİ Yani 'bir tane pantolonum var ince, hava soğursa ne yapacağım; bir tane pantolonum var kalın, güneş çıkarsa ne yapacağım' diye düşüneceğine 3 çeşit pantolonla şaşkına döneceğine 'mevsimlik' denen pantolondan bir tane alırsın, sıcakta da soğukta da onu giyersin. Böylece rahat edersin. Tamam işte. Zico'nun takımı mevsimlik, herkese uyar. Zico'nun sistemi mevsimlik, herkese uyar. Taktikleri belli. Sadece bunu mevsimlik yapmakla kalmıyor. Oyun içindeki değişiklikleri de mevsimlik. Ben hangi dakikada kimin çıkıp, kimin gireceğini de biliyorum artık. Roberto Carlos oynarken, Uğur Boral ile Vederson değişiyor. Şimdi Roberto Carlos sakat o değişikliği yapamıyor ama gol gecikir, gole ihtiyaç olursa Selçuk'u çıkarıp, Semih'i koyuyor. Biraz rahat hissederse sağ tarafa Colin Kazım'ı koyuyor. 'O da biraz oynasın, prim alsın' diye. Durum bu.
İŞE DE YARIYOR Hâlâ Türkiye'de 'Zico az mı biliyor, çok mu biliyor, dahi mi, deli mi' diye tartışıyorlar. Hayır, efendim; Zico öğreniyor. Öğrenirken de kumar oynamıyor. Maçtan evvel kurduğu o basit planları aynen uyguluyor. 'Maçta şöyle bir durum var, ona göre bir oyuncu değiştireyim' düşüncesi yok. Kafasına koymuş. 'Maç başlayacak, her şey tıkırında giderse 70. dakikadan itibaren primcilerimi oyuna sokacağım. İşler iyi gitmezse bu defa forvet sayısını ikiye çıkaracağım. Semih'i oyuna sokacağım ya da Semih oynuyorsa Kezman'ı oyuna sokacağım.' Başka bir şey yok. Bana söylediklerimden farklı olarak 'şu maçta, şu uygulamayı yaptı' desinler. Yok. Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz. Zico kendini biliyor ve bildiğini okuyor sadece. Başka bir şey okumuyor. Olmayacak duaya 'amin' demiyor. Zico'nun bu düşüncesi Türkiye Ligi'nde Fenerbahçe'yi lider yapmaya yetiyor. Avrupa'da da son 8'e kalmasını sağlıyor. O zaman Zico niye kafasını karıştırsın!..