Tüzük değişmeli Galatasaray'ın borcu 282 milyon YTL. 2009 yılında UEFA'nın kulüp lisans hükmü yürürlüğe girdiği zaman Galatasaray küme düşer
Liseciler kontrolü yitirmemek için Galatasaray'ın Türk halkına açılmasına izin vermiyor. Bu nedenle kurtuluş da olmuyor
'Polat' diyenler gelecekte Canaydın'ı çok arayacak. Çünkü aynı yönetim devam ediyor. Bir adamın aslı suretinden her zaman iyidir
Kalli, Ankaraspor maçına çıkamadı. Buna karşılık Galatasaray, sahadan galibiyetle ayrılmasını bildi. Bir yandan da adayların kongre çalışmaları devam ediyor. Bunca soruna karşılık Galatasaray'ın yoluna devam etmesi bir başarı olarak görülebilir mi? Umrumda değil.
Hakikaten umrumda değil. Yani Galatasaraylı olarak hiç ilgilenmiyorum, Galatasaraylı olarak o kongreden de istifa ederek ne kadar doğru yaptığımı düşünüyorum. Hiç fark etmez, bugün 'Adnan Polat' diyenler gelecekte Özhan Canaydın'ı çok arayacak. Çünkü aynı Özhan Canaydın yönetimi devam ediyor, Özhan'ın seçtiği adamlar devam ediyor, bir adamın aslı suretinden her zaman iyidir!..
Polat en güçlü aday olarak görünüyor. Florya'dan başlayıp yeni stada kadar iddialı projelerden bahsediyor. Bunları gerçekleştirebilir mi? Hiçbir şey olmaz. Bunların hepsini Adnan ile zamanında konuşuyorduk. Ben Adnan'a büyük ümitler bağlıyordum, Galatasaray'ın ümidinin Adnan Polat olduğunu düşünüyordum ama bugünkü Adnan Polat'a hiç inanmıyorum. Söylediği hiçbir şeye inanmıyorum. Bir ay evvel bana herkesin içinde "Ben yokum" diyen adam cumburlop gidip başkanlığa adaylığını koyduktan sonra zaten diyecek bir şey yok. Galatasaray'ın geleceği karanlık. Borcunun 282 milyon YTL olduğu söyleniyor. Bu borcu Galatasaray ödeyemez. 2009 yılında UEFA'nın kulüp lisans hükmü yürürlüğe girdiği zaman Galatasaray küme düşer. Daha kimse farkında değil. 282 milyon YTL'lik borçla Galatasaray'ın Süper Lig'de oynamasına izin vermez UEFA...
G.SARAYLILAR AZINLIK Galatasaray'ı kurtaracak bir tek şey var: Fenerbahçe'de, Beşiktaş'ta olduğu gibi üye sayısını artırmak. Yeni gelecek üyelerden giriş aidatı alarak önemli bir parayı oluşturmak ama Galatasaray'ın liseye mahkûm tüzüğü de buna izin vermiyor. Bu komik tüzüğün değişmesi gerekiyor. Galatasaray, Galatasaray Lisesi'nden doğmuş bir kulüp. O lise de Galatasaraylıydı o zaman. Liseden çıkan Galatasaraylı olmayanlar da parmakla gösterilirdi. Çünkü Galatasaray Lisesi o zaman yatılıydı. Okullara ruhu veren yatılı öğrencilerdir. Zamanın 24 saatini orada geçirenlerdir. Hele de Türkiye'nin, dünyanın koşullarında. Dışarıda herhangi bir eğlence yok. Sokağa çıksan bir şey yok. En iyi şey okulda arkadaşlarınla beraber futbol oynamak, gırgır geçmek. Sinema yok, tiyatro yok, televizyon yok, kızlarla buluşmak yok, gezmek yok, boğaza inmek yok. Ne yapacaklar? Mecburen... Mülkiye ruhu nasıl oldu, aynen, yatılılarla... Galatasaray Lisesi'ne gitsinler bir anket yapsınlar bakalım. Kaç Fenerli, kaç Beşiktaşlı, kaç Trabzonlu, kaç Sivaslı, kaç Gaziantepli var. Galatasaraylılar azınlıktadır şimdi Galatasaray Lisesi'nde. Çünkü yatılısı yok. Anadolu Lisesi gibi. Samsun Anadolu Lisesi'nden farkı yok Galatasaray'ın. O zaman 'Bu lisenin mezunundan başkası Galatasaray'a üye olamaz' çok çağ dışı kalmış bir hükümdür. Ama kulübü kontrol eden liseciler, bu kontrolün devam etmesi için Galatasaray'ın Türk halkına açılmasına izin vermiyorlar. Bu yüzden tüzüğü tutuyorlar. Tüzüğü böyle tuttukları zaman da Galatasaray yeni üye kaydedemiyor. O zaman da kurtuluş olmuyor. Maddi manevi kurtuluşu yok Galatasaray'ın...
YANAL AMİRAL İSTEMİYOR Kalli falan hikaye... Fikstür avantajına rağmen birkaç hafta içinde Galatasaray lig yarışından da düşer. Gerets zamanında da lig yarışından düşmek üzereyken Hakan Şükür ve Hasan Şaş takıma el koymuşlardı, yönetimi de Gerets'i de tasfiye edip bildikleri gibi takımı oynatmış ve Galatasaray şampiyon olmuştu. Şimdi Hasan ile Hakan Şükür'ün böyle bir gücü var mı, yok mu; onu da bilemiyorum. Onların dışında futbolcuları toplayacak bir güç de yok. Bu defa o mucize de uzak görünüyor. Galatasaray'ın geleceği karanlık.
Trabzonspor, Fatih Tekke'nin ardından Gökdeniz'i de hatırı sayılır bir meblağa Rusya'ya gönderdi. Kayseri ısrarla vermezken, Trabzon yıldızlarını bir bir elinden çıkartıyor. Hangisinin yaptığı doğru? Sadece Fatih Tekke ve Gökdeniz'i değil. Ersen Martin'i sattılar, Ceyhun'u sattılar. Ersun Yanal, her dediğine 'Baş üstüne' demeyenlerden hoşlanmıyor. Ersun Yanal, erlerle çalışmayı seviyor. Generaller, amiraller istemiyor. O zaman da Ersun Yanal'ın takımı böyle oynar. Milli Takım'da da aynısını yaptı. Allak bullak etti. Gökdeniz ile Fatih Tekke herkesin bildiği sebeplerle Trabzon'dan koptular. Trabzon'da yaşamaya korkar hale gelen birisinin, Trabzonspor'da devamı söz konusu değildi. Sadri Şener'in Gökdeniz'e izin vermesini ben doğru buluyorum. 'Ben burada yaşamak istemiyorum. Bırakın gideyim' diyen adamı tutmakta yarar yok. Hazır müşterisi de varken... Seneye o parayı da bulamayabilirsin. Ama önemli olan Trabzon giderek yıldızsız, sıradan bir takıma dönüşüyor. Bunun sorumlusu da bana sorarsan Ersun Yanal.