Kartımı çöpe attım Bunların Beşiktaş'la alakası yok. Geldikleri gibi giderler. Onun için Beşiktaşlılar üzülmesin. Zerre kadar aldırış etmedim. Güldüm geçtim
50 yıllık bir gazeteciye saldırılırken, TSYD'den bir tek protesto yok. O zaman bu dernek niye var? Esat Yılmaer açsın bir tüzüğü okusun
Ben ülkemi düşünerek G.Saray'ın maçını ertelerdim. Ama bu federasyon, G.Saray karşıtı güçlerce kurulduğu için düşünmedi bile
Beşiktaş'ın Mehmet Topuz için Kayseri'ye 11 milyon euro önermesiyle ilgili görüşleriniz üzerine siyah-beyazlı kulüpten garip bir açıklama geldi.
Beşiktaş'ın 'Pembe kazaklı" yorumuyla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı? Pembe gömleğim var, pembe yeleğim var ve pembe fularım var. Bundan sonra da böyle çıkmaya devam edeceğim.
Bu benzetmeye başta Beşiktaşlılar olmak üzere birçok kişi tepki gösterdi. Bu açıklamaya benim yanıt vermem çok büyük onursuzluk olur. O seviyeye inmiş olurum. Yüzlerce mail geldi bana. Hepsi de Beşiktaşlılardan... Özür diliyorlar. Hiç kimse özür dilemesin, ben Beşiktaş kulübünü çok iyi bilirim. Yıldırım Demirören'i de çok iyi bilirim. Beşiktaş kulübünün başına babamın parasıyla gelmedim. Ben Beşiktaş'ı gazeteci olarak yakından izledim. Bunların Beşiktaş'la alakası yok. Hasbelkader buraya gelmişler, yarın geldikleri gibi de giderler. Onun için Beşiktaşlı taraftarlar, Beşiktaş camiası sakın üzülmesin, zerre kadar aldırış etmedim. Güldüm geçtim.
Destek verenler arasında en anlamlısı Kazım (Kanat) ağabeyinkiydi galiba. Tesadüf değilse Santra programına pembe kazakla çıktı. Bir anlamda size arka çıkarken, Beşiktaş yönetimini de protesto etmiş oldu. Arkadaşlar çok iyi bir dayanışma örneği gösterdi. Kazım Kanat, Uğur Vardar, Mehmet Demirkol, Öcal Uluç... Benden evvel onlar gereken cevabı verdiler. Benim burada kızgınlığım Türkiye Spor Yazarları Derneği'ne... Ben bu derneğe 50 yıldır üyeyim. 50 yıldır. Spor yazarları derneğinin kaç tane 50 yıllık üyesi var?
KUTLAMA GEÇMEDİ Sakın ha Esat Yılmaer '50 değil' demesin. Biz Ankara Spor Yazarları Derneği Üyesi'ydik. O dernekle, İstanbul Spor Yazarları Derneği birleşti, bu birleşme sırasında biz bütün haklarımızla buraya geldik. Yani ben 50 yıllık gazeteciyim. Bu 50. yılımda beni kutlamayan kurumların başında geliyordu, Türkiye Spor Yazarları Derneği... Beşiktaş Belediyesi kutlama düzenlerken, alakasız insanlar kutlama geceleri hazırlarken, Türkiye Spor Yazarları Derneği iki satır yazı gönderme gereği duymadı. Şimdi bu 50 yıllık gazeteciye bu kadar çirkin bir dille saldırılırken, Türkiye Spor Yazarları Derneği'nden bir tek protesto eylemi yok. O zaman bu dernek niye var? Esat Yılmaer kardeşim açsın da bir tüzüğü okusun bakalım. Bu dernek niye var? Bu dernek 'spor kulübüyüz' diye adının arkasına kulp takıp devletten para aldıktan sonra 6 yaşındaki çocukları saat 7.30'da havuza sokmak için yok. Haftalardır yazıyorum çıt çıkarmıyor Esat Yılmaer'den!.. Adını vererek yazdım. "Utanmıyor musun Esat, sen bir de gazetecisin, Hürriyet'in spor şefisin. Bunu başka bir kulüp yapsa sen ne yazardın" diye... Hâlâ çıt yok. Beşiktaş'ın bana saldırmasına da çıt yok. O derneğin bende duran kartını çöpe attım. Kartı yenilemek için bana gönderdikleri yazıyı da yırttım, onu da çöpe attım. Benim bu derneğin kartına da üyeliğine de artık ihtiyacım yok. Bitmiş olan Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin... Hadi beni mahkemeye versin. Kendisine de söylüyorum "Utanmıyor musun?" diye... "Hürriyet Müdürü olarak utanmıyor musun?" diyorum, "Spor yazarları derneği başkanı olarak utanmıyor musun?" diyorum. Beni mahkemeye versin. Mahkemede hesaplaşalım onunla. İki gazeteciyi mahkemede görsün Türkiye... Erkekliğin 10'da 9 kaçmak, 10'da 1'i hiç görünmemek... Sessiz sedasız oturuyor orada. Otur... Ama ben unutmam ve unutturmam. Esat o makamda oturduğu sürece bu olayları her fırsatta yüzüne vuracağım.
KURBANLIK KOYUN Galatasaray, perşembe günü Leverkusen maçı olduğunu ifade ederek Konya maçının ertelenmesini istedi ancak federasyon bunu kabul etmedi ve kararı hakeme bıraktı. Galatasaray'ın, Leverkusen maçı bu federasyonun umrunda değil. Tablo bu... 'Umrunda değil' diye de ben o federasyonu suçlayamam. Çünkü federasyonların, 'kulüplerin Avrupa maçlarını umursama' diye bir görevleri yok. 'Hıncal ağabey sen federasyon başkanı olsaydın, ne yapardın?' dersen, ben o maçı ileri bir tarihe ertelerdim. Çünkü 'İki saat kala kararı hakem verir' demek. 'Maçın pazartesiye ertelenmesi' demektir. Kurallar öyle. 'Maçın pazartesiye ertelenmesi' demek, 'Galatasaray'ın pazartesi gününü Konya'da geçirmesi' demek. Perşembe günü (yarın) de İstanbul'da 0- 0 berabere kaldığı Leverkusen ile çok kritik bir maçı var. Ben futbolun Türkiye'nin tanıtımına nasıl hizmet ettiğini yaşamış, görmüş ve binlerce defa da yazmış bir adamım. Bütün dünya "Galatasaray" deyince Türkiye diyordu. UEFA şampiyonu olduğu için ve Real Madrid'den Süper Kupa'yı aldığı için... Avrupa'da kazanılacak başarıların Türkiye'ye büyük hizmeti var. Fenerbahçe de olabilir bu, Beşiktaş da olabilir. Konya'dan dönüp antrenman bile yapmadan Almanya'ya uçacak Galatasaray... Bu Almanların önüne konulacak 'kurbanlık koyun' demektir. Tekrar söylüyorum, ben federasyon başkanı olsam, Galatasaray'ı değil, ülkemi düşünerek, bu maçı ertelerdim. 'Konya-Galatasaray maçı ertelendi' diye Türkiye de hiçbir şey kaybetmezdi. Ama bu federasyon zaten Galatasaray'a karşı olan güçler tarafından kuruldu. Böyle bir eylemi düşünme içine dahi girmedi.