Yazıları değerlendirmek Görevimizi yaparken yazdığımız yazıların ses getirmesi bizleri elbette sevindirir. Olumlu ya da olumsuz yöndeki eleştirilerden kazançlarımız da çok olur. En azından bu, benim adıma böyle. Her yazar dünyaya kendi penceresinden ve kendi doğrularından bakar. Zaten öyle olmasa ne bu kadar televizyon kanalı ne de bu kadar gazeteye ihtiyaç var. Tek kalemden çıkan yazılar bir gazetede yayınlanır ve ve olur biterdi. Tabii ki tepkiler olacak. Benim de mail kutum her yazımdan sonra dolup taşıyor. Fikirlerimize karşı çıkanların olumlu yaklaşımlarından dersler çıkarmamak mümkün değil. Zaten önemli olan yazıların çöpe gitmesi değil, bir tartışma ortamı yaratmasıdır. Yalnız herkes şuna inansın ki, gerek Fenerbahçe'yi gerek Galatasaray'ı gerek Beşiktaş'ı yazan arkadaşlarımızın yani hepimizin ortak paydası Türk futbolunun daha ileriye gitmesidir. Mesela Şükrü Saracoğlu'nun güzelliklerinden bahsederken olaya "Niye Fenerbahçe övülüyor'' şeklinde değil de, bu yazılar sayesinde Galatasaray, Ali Sami Yen'den kurtuluyor ya da Beşiktaş İnönü'yü büyütüyor şeklinde bakılsa daha gerçekçi olmaz mı? Örnekler çok verilebilir. Dediğim gibi amaç sadece Türk futbolunun ilerlemesidir. Ne sporda, ne siyasette, ne magazinde herkesin hoşuna gidecek şekilde yazı yazmak mümkün değil. Böyle yapmaya çalışmanın adı benim lügatımda "Her devrin adamı, ilkesizlik ya da en masum deyişle eyyamcılık'' olur. Her üç deyiş de maalesef diyeceğim ama bizim mahalleye uğrayamazlar. O yüzden bence yazılar, yazarların doğruları baz alınarak değerlendirilmelidir. Elbette fair-play'in dışına çıkmadan.