Analizi doğru yapmak SEVİLLA'ya gitmeden önce iddialar, F.Bahçe'nin yiyeceği gol adedi üzerine yapıldı. Medyamızın büyük bölümü elenmemize garanti gözüyle bakarken; Zico yerden yere vuruluyor, felaket senaryoları hazırlanıyordu. Peki neden, ne yapmıştı F.Bahçe ve Zico? Son Sevilla maçından önce oynadıkları 9 maçın 6'sını kazanmış, ikisi berabere bitmiş, tek yenilgi alınmış. Kadıköy'de 3 attıkları bir takım karşısında neden perişanları oynamak zorunda kalacaktı ki? Anderlecht, İnter, PSV ve CSKA'ya sahayı dar eden bu takım değil miydi? Peki nedendi umutsuzluk, inançsızlık? Hemen söyleyeyim; analizler hep yanlış yapıldı. Takımı oynadığı son lig maçlarıyla değerlendirdiler. Halbuki biraz geçmişe dönselerdi, ligdeki kötü oyunun ve alınan sonucun arkasından gelen İnter maçında da gol toto oynadıklarını göreceklerdi. Ama F.Bahçe en az 4-5 farkla yeneceği İnter'i mükemmel oyunla 1-0 geçti.
SİSTEMİ HİÇ BOZMADI Bu olay her Avrupa maçından önce ve sonra tekrarlandı. "Nasıl olsa sıra bize de gelecek'' diyerek belki Sevilla'ya tutundular ama gene yanıldılar. Anlamadığım nokta Zico'nun mükemmel hamlelerle Jimenez'i mat etmesine neden bir alkış göndermedikleridir! Şu bir gerçek ki, Zico'nun karnesi mükemmel. Geldi, takımı şampiyon yaptı, Süper Kupa'yı aldı. Ülkemizde iki senedir mart ayını gören tek Türk takımı Fenerbahçe. UEFA'da gruptan çıkardı. Alkmaar'a 3-3'lük, 2-2'lik talihsiz skorlarla elendi. Şimdi de Şampiyonlar Ligi'nde ilk 8'e kalarak Fenerbahçe tarihinin en büyük başarısına imza attı. Newcastle maçıyla beraber şu anda oynattığı sistemle buralara kadar geldi. Oyun içinde gerektiği zaman değişiklikler yapmasına rağmen 4-4-1-1'i hiç bozmadı. Bu sistemle Avrupa'da başarılar yaşanırken ligde de şampiyonluk kazandı. Bu sene ligde büyük maçların hepsi kazanılırken deplasmanda Rize ve Sivas'a 4, Gaziantep'e 5 atan da aynı sistemdi. Ankaragücü maçıyla Zico'yu yargılamanın doğru olmadığını gördük. Ne yapacaktı yani? Galatasaray maçından doğranmış şekilde çıkan takımından Ankaragücü maçında her şeylerini sahaya koymasını mı isteyecekti? Asıl bunları yapsaydı, işte o zaman Sevilla'dan tarihi bir farkla dönülür ve çoğu kişinin de ekmeğine yağ sürülürdü. Aurelio ile Deivid'i Ankara'da yanında tuttu. Peki Sevilla maçının (Uğur'la beraber) yıldızları kim? Aurelio ve Deivid. Buradan da bir anlam çıkartılamıyor mu!
DOLUDİZGİN GİDİYOR Ayrıca Fenerbahçe ligde bitmiş falan değil. Dengeli gidiyor. Avrupa'da yola devam ederken burada da puan farkları açılmıyor. Merak etmeyin, ilk çeyrek final maçı oynanana kadar ligde de otomatiğe bağlanılır ve en kısa zamanda liderliğe yükselinir. Bu gidişle iki final maçı oynanacak; biri İnönü'de, biri Ali Sami Yen'de. Bu maçlar Zico'nun sevdiği maçlar ve Fenerbahçe'nin şampiyon çıkmaması için de ayrıca bir neden yok. Yani 29 Şubat'ta yazdığım "Uyuyan dev uyandı'' yazımın arkasındayım. Sene sonuda da aynı şekilde yayınlamayı düşünüyorum. Uzun sözün kısası; Zico, Fenerbahçe'ye Avrupa'da nasıl oynanması gerektiğini öğretirken, ligde de dolu dizgin gidiyor. Karne ortada... Alan daraltılarak yapılan presler, rakibin oyununu bozarken kendi oyununu kabul ettirmek, iyi savunma yapmak... Hepsi bir çalışmanın ürünüdür. O yüzden, "Anderlecht'e elensek de Zico gitsin'' hezeyanlarından kurtulunmalı, "Çift forvete dönülürse Alex ve Deivid'i sahada bırakmak ihtihar olur'' gibi yanlış yönlendirilmelerden de vazgeçilmeli. İşte Sevilla'da Alex de vardı, Deivid de. Semih de vardı, Kezman da... Noldu? Olan bir şey yoktu. Yapılması gereken tek şey var; o da kuş yuvadan uçmadan bir an önce Zico ile mukaveleyi yenilemektir.