İlk gülen mi son gülen mi G.Saray, Kadıköy'deki 0-0'lık beraberlikten sonra çok sevindi İşte bugün o karşılaşmanın sonucunu göreceğimiz gündür...
Ligde kendi sahasında kaybeden iki yaralı büyük bu akşam kupada var olup olmama maçına çıkıyor. Derbi öncelerinde yorum yapmak kolay olmuyor. Hele benim gibi böyle maçlarda defalarca forma giymiş birisi için iş daha da zorlaşıyor. F.Bahçe-G.Saray maçlarında teknik analiz yapmaktan öte, sahaya çıkacak futbolcuların duygu, düşünce ve kafa yapılarını ön plana taşımak daha doğru olur diye düşünüyorum. Şu yadsınamaz bir gerçek ki, bazı takımlar vardır, bazı takımlar karşısında şansı tutmaz. Mesela F.Bahçe'nin dönem dönem Beşiktaş, Bursa, Denizli, A.Gücü, G.Birliği maçlarında bu tür düşüncelerle sahaya çıktığını biliyoruz. Fakat F.Bahçe, G.Saray karşısına dönem dönem değil her dönem rahat çıkıyor. Arada herhalde 20 maçlık fark var. Yani yılda iki kez oynandığını düşünürsek F.Bahçe 10 yıl hep yenilecek ki G.Saray kendisini ancak yakalayabilsin. Bizim dönemlerimizde de G.Saray maçlarına çıkılırken yaşanan rahatlık şu günlere kadar geldi. Bizdeki rahatlık elbette sarı-kırmızılı meslektaşlarımızda da gerginlik yaratır, bu sonuca etki ederdi. F.BAHÇE ÇOK ÜSTÜN Son yıllardaki istatistiklere baktığımızda da F.Bahçe, G.Saray'dan gene çok üstün. Şampiyonluğu kaybettiği sezonlarda bile 6-0'lık, 4-0'lık galibiyetler hep F.Bahçe'nin olmuş. Yalnız bu sonsuza kadar elbette sürmeyecek ama o gün, bu gün müdür bilemem. Akşam hep beraber göreceğiz. Kadıköy'deki 0-0'lık beraberlikten sonra çok sevinen G.Saray için gazeteler, kazanılan zaferin destanını üç gün boyunca sayfa sayfa yayınlamışlardı (Halbuki kazanılması gereken maçı nasıl berabere bittiğinin analizi yapılmalıydı). Şimdi bugün o maçın sonucunu göreceğimiz gündür. Yani son gülen mi yoksa ilk gülen mi iyi gülecek, doğrusu ben de merak ediyorum. 9 KİŞİLİK FARK VAR F.Bahçe, Kadıköy'de Bursa'ya kaybetti, G.Saray da Ali Sami Yen'de Kasımpaşa'ya... Yalnız, bu maçları kimse akşam için kıstas almasın. Kalli sahaya yabancılarla beraber tam takım olarak çıktı. Kendi deyimiyle puan farkını dörde çıkararak F.Bahçe'ye bıçağı böğrüne kadar saplayacaktı. Ama büyük bir ihtimalle bıçağı ters tuttuğu için kendini ağır yaraladı. Neyse, bunları geçelim. Zico ise sahaya dokuz futbolcusunu dinlendirerek çıktı. Yani arada, gördüğünüz gibi dokuz kişilik küçük(!) bir fark var. ONLARIN İŞİ DE ZOR Üç gündür bana sorulan sorular hep aynı; "F.Bahçe çarşamba akşamı Sevilla'yı düşünür mü?" Yani kadroda gene değişiklik olur mu diyorlar. Bilemem, Zico'nun tercihidir. Sevilla maçı elbette çok önemli ama bugünkü G.Saray ve cumartesi günkü A.Gücü maçları da önemli. Zico, on kişi birden değil de 2-3 futbolcuyu dinlendirme yoluna gidebilir. Yalnız unutulmasın ki aynı şekilde G.Saray'ın da önünde Beşiktaş maçı var. Avrupa'dan elendikten sonra elinde bir tek lig ve kupa kaldı. F.Bahçe'ye yenilirse kupa gidecek, Beşiktaş'a yenilirse lig de zora girecek. O zaman yandı gülüm keten helva. Kalli ne düşünür onu da bilemem. Yani söylemek istediğim, F.Bahçe'nin Sevilla maçının önemi kadar, G.Saray'ın Beşiktaş maçı da büyük önem taşıyor. Kim ne düşünüyor, nasıl çıkılacak, nasıl oynanacak akşam hep beraber göreceğiz. Biraz daha sabır.