Tarih yazılıyor Fenerbahçe destan yazmaya devam ediyor. İlk 10 dakikada Sevilla gibi deplasmanda 2-0 geriye düşen takımın böyle bir maçta çeyrek finali yakalaması bütün dünya tarafından elbette takdir edilecektir. Ama asıl takdir etmesi gereken ülkemizdeki insanların, bunu nasıl yapacaklarını doğrusu merak ediyorum. Sadece Bursaspor, 8 kişiyle oynanan Galatasaray ve Ankaragücü maçındaki futbollarıyla Fenerbahçe'yi değerlendirenler şu anda ne diyecekler? Zico bu zaferin tek mimarıdır. Maçın yıldızı elbette iki gol atan Deivid'di. Ama büyük bir starı daha vardı ki, o da Uğur Boral'dı. İlk Sevilla maçında olduğu gibi dün akşam da Sevilla'nın sağ kanadını paramparça etti. Akıl almaz bir şekilde çalıştı, pozisyonlar yarattı. Herhalde önümüzdeki sene İspanya'dan büyük bir teklif alacaktır. Aynı şekilde Aurelio da öyle... Sevilla takımımın büyük üstünlük sağlayacağını düşünenler yanıldılar. 120 dakika boyunca gördük ki, bu takım Fenerbahçe önünde doğru dürüst bir pozisyon bile yakalamadı. Yenilen 3 gol, kendi kendimize attığımız goller. İki tanesi 20-25 metreden kaleci Volkan'ın üstüne gelip yine Volkan'ın eliyle kaleye gönderdiği, bir tanesi de Fabiano'nun auta giden topunun Gökhan Gönül'ün ayağına çarpması sonucuyla gelen gollerdir. Yalnız savunma Lugano ve Edu ile beraber mükemmel oynadı.
Plaja gidecek olanlar! Volkan iki tane yediği golün dışında penaltılarda yaptığı kurtarışlarla Fenerbahçe'yi çeyrek finale çıkaran adam olmuştur. O yüzden onu eleştirmem artık mümkün değil. Deli deli koşan Kezman'a mı, yoksa sonradan giren Semih'e mi bir şey diyebiliriz, yoksa komutan Alex'e mi?.. Fenerbahçe ülkemizde birçok insanı plaja gönderecek gibi görünüyor! Sevgili Ahmet Çakar'ın yaptığı belki espri belki değil bilmiyorum ama o sözden sonra benim maillerime ve telefonuma aynı şekilde Galatasaraylı ve Beşiktaşlı dostlarımdan mesajlar geldi. Hepsini de çok seviyorum. O yüzden kendilerine yazın bir tatil köyünde kendi hesabımdan bir program ayarlayacağım. Zico'nun geldiği günden beri lig maçlarında ve Avrupa'da nasıl bir başarı sağladığını görmeyenler herhalde artık göreceklerdir. Fenerbahçe, Avrupa'da nasıl oynanması gerektiğini Zico'yla beraber öğrendi. Rakip takıma boş alan bırakmamak, kalesine yaklaştırmamak en birinci hedefleri ve bunu da yapıyorlar. Zaten yediğimiz goller de ortada. Gökhan Gönül'ün ayağına çarpan top dışında çok uzaklardan gelen şutlar... Önümüzdeki turlarda elbette işimiz çok zor ama bunu sonra tartışırız. Şimdi biz bu işin keyfini yaşayalım.