Kıbrıs'taki heyecan Geçen hafta Kıbrıs'taydım. ilk önce Yakın Doğu, sonra Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde panellere katıldım. Konumuz Fenerbahçe'nin kurumsallaşması üstüneydi. Yapılan yatırımların son 5 yılda sportif başarı olarak geri dönmesinin ardında yatan gerçekleri (zaten tez konum) gençlerle paylaşmaya çalıştım. Katılımlar çok yüksekti. Sağolsunlar ödüller verdiler. FOTOMAÇ'ın da orada "en çok sevilen gazete'' olması bir çalışan olarak beni ayrıca gururlandırdı. 100. yılda dünyanın en yüksek yerlerine Fenerbahçe bayrağı diken iki kişiden biri olan Tunç arkadaşımızın slayt gösterileri de nefes kesiciydi. Kura çekimini orada izledim, Chelsea çıktı. İlk başta herkes Schalke'yi istiyordu ama çekilişten hemen sonra kısa bilgi alışverişleriyle oluşturulan sinerjide yarı finale inançları artmış bir gençlik ordusu izledim. Chelsea'nin gücünü biliyoruz ama bizim de takımına bu şekilde inanan bir taraftar gücümüz var. Yavru vatan adeta Fenerbahçe'nin kalesi gibi. Fenerium'da katıldığım imza gününde yoğunluktan neredeyse uçağı kaçırıyordum. Başarı geldikçe kitlenin büyümesi kaçınılmaz oluyor. İşte bu gerçeği Kıbrıs'ta tüm çıplaklığıyla gördüm.