Başkanlık yarışı içinde inanılmaz olayları beraberinde yaşıyoruz. Fulya projesi hakkında Murat Aksu'nun açıklamaları geniş yankı buldu... Yıldırım Demirören ise buna karşılık 25 ile 50 yılını dolduran üyelere plaket verdi. Peki Metin Keçeli ne yaptı? Basın toplantısını tarihi erteledi. Seçim tarihi yaklaştıkça adaylar arasındaki söylemler daha da gerginleşecek. Kongre üyeleri için önemli olan söylemlerdeki samimiyet. Sayın Aksu'nun özellikle Fulya ve İnönü Stadı için düşündüklerinin benimsiyorum. Aday listesi için ser verip sır vermeyen sayın Demirören, başkanlık koltuğunun en azından 2000 oy getireceği düşüncesinin büyük bir hata ve yanlış bir strateji olduğunu düşünüyorum.
İsmail'den haber var! Esasında bu seçim Beşiktaş tarihi için çok önemli bir viraj. Siyah-beyazlı kulüpte başkan indiren en son aday Süleyman Seba olmuş. Seçim ile başkanı koltuğundan etmenin ne anlam ifade ettiğini geçmişe bakıp görmek mümkün. Murat Aksu'nun işinin ne kadar zor olduğunu da tahmin etmek zor değil. Bu arada bizim İsmail ile karşılaştık yine dün. Yine ilginç şeyler söyledi bana... - Ben Yıldırım Demirören'e oy vereceğim. - Peki ama neden? - Bir kere aileden Beşiktaşlı... - Ama borcun yükselmesine sebep o diyorlar? - En son Samet'in jübilesine gitmiştim. Emekli olduktan sonra gitmemeye karar verdim. O dönemlerden birilirim Demirören ailesini. Bence Tabata tranferini kendisi için yaptı. Delgado-Ülker ilişkisi gibi. Parasını kendi cebinden verecek. Giderken de satacak. - Yani Beşiktaş'ı ticarethane gibi mi kullansın istiyorsun? - ??? Bizim İsmail işte. Kafasında kuruyor, sonra bana gelip anlatıyor! Bir de bana çok baskı yapıyor söylediklerini yazmam için. Sabah ilk işi gazeteyi alıp, mahallede hava atmakmış! Yeni yıl, yeni umutlar demek. Tüm Beşiktaş camiasının yeni yıldaki beklentilerini karşılanması dileği ile. Bazıları 2010'da koltuğu bırakacak, bazıları ise yeni koltuklara oturacak. Hayırlısı!