Haftalar sonra (Kazım hariç) ideal 11'iyle maça başladı Fenerbahçe nihayet. Ancak Özer verimsiz, Güiza ise bir hayli çömert günündeydiler. Yetmezmiş gibi Santos, Mehmet Topuz ve Emre başta olmak üzere çoğu sarı-lacivertli futbolcu da öylesine dikkatsiz ve dağınık bir görüntü sergilediler ki, baskı kurulduğu anlarda bile kadronun kalitesi sahaya yansıyamadı, arzulanan skora ulaşılamadı doğal olarak. Bu zaaflara rağmen Alex ve arkadaşlarındaki kazanmak hırsı üst düzeyde olduğu için maçın ilk çeyreğinde bile neredeyse bir elin parmakları kadar pozisyon buldu F.Bahçe. Tabii, ev sahibi takımın oyuncuları da sarılacivertlilere ayak uydurma isteği ve çabası gösterince golsüz, ama heyecanı ve pozisyonu hayli yüksek bir ilk yarı izledi futbolseverler.
Güiza toparlanmalı Hayır, her golcü girdiği her pozisyonu golle sonuçlandıracak diye bir şey yok elbette. Eğer La Liga'nın gol kralı olarak 17 milyon euro'ya gelmiş, üstelik ilk sezonunda düş kırıklığı yarattığın halde camia seni bağrına basmışsa lütfen artık bir cevap ver bu sevgi ve anlayışa. Öyle değil mi sevgili Güiza? Kanıtlanmış, defalarca test edilmiş kaliteye sahip bir kadro hem grup, hem de bireysel olarak kapasiteye ulaşma sorunu haftalara yayılıyorsa, burada teknik heyetin tercih ve sorumluluklarını da sorgulamak lazım sanırım. Eğer Süper Lig'in en isabetli pas yapan oyuncusu Baroni bile bu kadar çok pas hatası yapıyorsa, bu maçta sorumluluğun tamamını futbolculara yıkmak haksızlık olur herhalde. Bunları dillendirmemin ana nedeni; Fenerbahçe'nin ana sorununun kapasitesine ulaşacak doğrularla sevk ve idare edilmediğine inanmamdır elbette. Nitekim ikinci yarıda Santos, Özer ve Alex biraz kalitelerine yaraşan bir dikkat ve verimlilikte oynamaya başlayınca hem gol geldi, hem de skoru arttıracak pozisyonların sayısı çoğaldı.