Alex, Emre, Özer gibi özel yeteneği bulunanları, yarısından fazlası uluslararası deneyim edinmiş ve yüzde 90'nı kendi ülkelerinin milli takımlarında forma giymiş futbolcuları var bu kadronun. Oyuncuların yarısı 3-4 sezondur, geri kalanları da aylardır bir arada bulunuyorlar. Daum deseniz, Fenerbahçe'de en uzun süre görev yapma şansı bulmuş, üstelik kendi deyimiyle "Yarı Türk" bir teknik direktördür. Özetle hocanın ülkeyi, futbolcuların birbirlerini ve teknik heyeti tanıması için geride kalan süre azımsanacak türden değildir. Bu durumda her futbolcunun bu koşullar ve teknik heyetle giderek üzerine koyması gerekirken, neden aksi bir görüntüyle baş başa kalıyoruz? Neden birkaç futbolcu haricindekiler her hafta biraz daha geriye gidiyorlar? Ya da gün geçtikçe birbirleriyle ve teknik heyetle kaynaşmış, takım ruhunu yakalamış bir oyuncu grubu yerine, neden fiziki ve zihinsel düşüş yaşayan oyuncular, çözülen bir takım karşımıza çıkıyor?
'3 yıl üst üste' sözü Demek ki "lider" yani teknik direktör başında bulunduğu gruba yeterince önderlik yapamıyor. Kadroyu kapasitesine ulaştıracak rekabeti yaratamıyor, oyuncu gurubunun muhtaç olduğu zihinsel ve fiziksel katkıyı yapamıyor. Ekip başarısının olmazsa olmazı olan disiplini yaratacak tavrı takınmıyor. Bütün bunlar da gelişmeyi, mücadele gücü ve azmini olumsuz yönde etkiliyor, takım ruhunun oluşmasını köreltiyor. Hoş açlığın, sefalet ve işsizliğin teslim aldığı bir dünyada yüz binlerce dolar kazanan bu oyuncuların katkı olmaksızın da işlerinin gereğini yapmalarını istemek çoğunuzun hakkıdır. Ama işin içine sistem, strateji ve taktiğin girdiği, yani olayın öyle göründüğü kadar basit olmadığı bir aktivitedir günümüzde futbol. Zaten aksi olsa bu kadar pahalı kadroların başına ayrıca milyon dolarlar ödeyerek teknik direktörler getirilmezdi. O halde sorun nedir? Daum'un kariyer ve bilgisini tartışacak halimiz olmadığına göre, geriye Aziz Yıldırım'ın zamansız ve gereksiz "Üç yıl üst üste şampiyonluk" vaadinin Daum'u da kelepçelediği kalıyor ne yazık ki.