Hedef ve vizyonu olan takımın formasını giyen futbolcunun daha yürekli, istekli ve hırslı oynaması gerekir herhalde. Yetmez, daha profesyonelce yaşaması gerekiyor. Eğer Fenerbahçe'nin formasını giyen bir futbolcu bu sorumluluk ve bilinçten yoksunsa, ya ortada bir idari boşluk var ya da o futbolcu bu formayı giymeyi hak etmiyor demektir. Her iki durumda da asıl sorumluluk yönetimin olacaktır tabii. Zira Fenerbahçe formasını her futbolcuya giydiremezsiniz, ayrıca tüm birim ve çalışanlarınızın davranış ve performanslarını yakından takip etmeniz gerekiyor. Oysa kendisine ve kulübüne yakışmayan hatalar yapıyor Volkan, Emre, Gökhan veya Bilica. "Hızlı yaşa" felsefesiyle trafik kazası yapan, gece kulübünden çıkarken bileğini kesen, maç öncesi rakibe yumruk atan, maç içinde yan gelip yatan, sahada arkadaşıyla kavga eden futbolcular ve bu değerli kadronun derinliğinden yeterince yararlanamayan, rekabeti hayata geçirmekte geciken bir kenar yönetimi var Fenerbahçe'de.
Savaşmadan olmaz En önemlisi gol gelmeyince panikleme, 1-0 öne geçince geriye yaslanma gibi Fenerbahçe'nin kalitesi ve hedefleriyle bağdaşmayan durumlar var. Daha da kötüsü ofsayt gol yenildiğinde, anlamsız yere aleyhlerine penaltı verildiğinde, yani haksızlığa uğradığında gıkı çıkmayan bir topluluk var. İyi de bu görüntü ve ortaya konan performans ile kadronun kalitesi arasındaki derin çelişkinin bilimsel bir izahı olmalı. Tamam, her maçı kazanamaz bir takım ama her maçta mücadele eder futbolcular, teknik direktör doğru 11'i sahaya sürer, yerinde ve zamanında oyuna müdahale eder. Yani, kapasitesinin gereğini yaparak yenilir, yenilecekse Fenerbahçe. Dolayısıyla bu oyuncu grubuna bir an önce gereken psikolojik destek sağlanmalıdır. Karakter ve kalitelerine çoğumuzun kefil olduğu bu çocuklar daha fazla sorunlarıyla baş başa bırakılmamalıdır. Tabii, disiplin ve fizik güç sorununu çözemeyen, rekabeti yaratamayan Daum'u da uyarmayı unutmadan.