Galatasaray ilk yarıyı büyük ihtimalle lider bitirdi. Fenerbahçe'nin istim üzerindeki Trabzon'dan puan çıkarması zor. Ligin en kolay kilitlenebilen takımı Galatasaray. Rakip takım antrenörü olsam yapacağım taktik belli; sarı-kırmızılı defansın pas trafiği yapmasına engel olup, topu ileri vurmasını sağlamak. Keita ve Arda'ya da ikili alan markajı uyguladım mı, şampiyonluk adayını sahada etkisiz hale getirmek mümkün. Nitekim, Süper Lig takımları bu denklemi uyguluyorlar. Üstelik, ileride dörtlü hücum oyuncusu da geri yeterince dönmüyor. Yani hem Galatasaray'ı kilitlemek, hem de topla hızlı çıkıp kontratak yapmak yüksek ihtimal. Gençlerbirliği hocası Doll da aynen bunları yaptı. Kahe ve Burhan gibi iki hızlı oyuncusuyla da gol aradı ve pek çok pozisyon da buldu.
Rijkaard nereye koşuyor Galatasaray uzun oynadıkça, gerçek yeri santrfor olmayan Kewell'ın tutamadığı toplar pozisyon olarak kalesine geri geldi. İlk yarıda ev sahibi, Keita'nın gerçekten muhteşem dalışlarıyla bulduğu iki, Kewell'ın karambolde bulduğu iki olmak üzere dört pozisyon buldu. Ama golü bulamadı. İkinci yarının başında gelen büyük baskı da sonuç vermedi. Sonrasında Kahe öyle iki gol kaçırdı ki, inanılır gibi değil. Dakikalar tükendikçe gözler Rijkaard'a çevrildi. Hollandalı sanki takım süper oynuyormuş gibi hiçbir müdahalede bulunmadı. Ümitler tükenirken Elano'dan başlayan, Keita'nın harika pasıyla Kewell'ın attığı gol imdada yetişti. Ali Sami Yen'de bu kadar kurdeşen dökerek maç kazanmak hiç mantıklı değil. Galatasaray takımına transfer şart... Kesinlikle ara dönemde topu oyuna sokan bir defans, iki yönlü oynayabilen bir orta saha oyuncusu alınmalı. Rijkaard sisteminde ısrar edecekse, (-ki etmeli) bu transferler şart. Yoksa sürekli uzun top oynayan, topu ilerideki harika hücumcularına geçiremeyen bir takım izleriz.