İki haftadır yaşatılan zaferlerin sarhoşluğu ile hepimiz en azından hafta sonu için liderlik koltuğuna yavaş yavaş oturmaya hazırlanmıştık. Mustafa hocanın maçtan birkaç gün önce, "Yeter ki üç puan olsun, ne şekilde olması önemli değil" deyişi; bu maçın zorluğunu ve çekilebilecek olası gol kısırlığını tahmin ettiğini gösteriyordu. Bununla birlikte camiada yaşanan sarhoşluğun, hiçbir şekilde takımda söz konusu olmadığını söyleyebiliriz. 75 dakika bitmeden, tükenmeden, sağdan, soldan ve göbekten, kısaca bulunabilecek her delikten 18'e aktarılmaya çalışılan toplar; ne yazık ki forvet hattındaki zaaftan bir türlü pozisyon olarak olgunlaşamadı. Bu arada, iki yüzde yüz pozisyonun gol olması durumunda bugünkü başlığın, "Nihat'ın geri dönüşü" olması işten bile değildi. Ancak bu pozisyonlar dışında, genel olarak oyuna ağırlığını koyamaması Nihat'ın arada yaşadığı kısa sakatlık döneminin hâlâ izlerinin sürdüğünün bir işaretiydi. Genellikle ikinci yarının ortasında yapılan oyuncu değişikliklerin gole yönelik hamleler olmasına alışmışken, Ekrem Dağ ve Bobo'nun gol pozisyonlarına bir katkısının olmaması; özellikle Fink'in çıkmasından sonra orta saha hakimiyetinin Diyarbakırspor'a geçmesine sebep oldu. Ve bu dakikalarda Beşiktaş'ın geriye düşme ihtimali bile belirdi.
Kötünün iyisi... Diyarbakırspor'un maçı soğutmak adına zaman zaman mübalağaya varan duraksatmaları, her ne kadar futbolun ve rakip takımın doğasından kabul edilebilirse de, en azından takımın başında bulunan Ziya hocanın futbol anlayışına uymadığını söyleyebilirim. Şüphesiz ki bu dakikalar, sonuçsuz ama art arda gelen Beşiktaş ataklarının soğumasına ve takımın yorgunluğu daha derinden hissetmesine sebep olmuştur. Sonuç olarak bir şekilde harmanlanarak yeni bir 11 ile bu karşılaşmaya çıkacağı bilinen Beşiktaş'tan, haftaların yorgunluk ve gerginliği göz önüne alınarak belki de bir puandan fazlasını beklemek fazla bir hayalcilik olmuştur. Bu harmanlamayı yaparken, bir haftalık plan içinde biri Avrupa kupası olmak üzere iki maç daha oynanacağını düşünürsek, kaybetmeden salıya hazırlanabilmek de bir başarıdır...