Bu haldeki, morali dibe vurmuş bir takımın bu güçte rakibini yenmesi zor işti. Hayat işte! İşlerin kötü gittiği zamanda iki yardımcı hakem çıkar karşınıza, 3 dikkatli bayrakla çok şeyi kurtarabilir. Hem tedirgin başlangıçta, hem de yenilen golle gelen sarsıntıda Trabzonspor'un puanları iyi hakemlikle kurtuldu. Ev sahibinde kadro dışı 5 oyuncunun 4'ü kritik eleman sayılırdı. Buna rağmen dengeli bir 4-4-1-1 vardı sahada. Gustavo Colman'ın büyük gayreti ile oyunu evirip çevirmeye çalışan, kanatları da nispeten kullanan bu 11'de aksayan Umut'tu. Mecburi kaptanın, tüm iyi niyetine rağmen, kadroda olmayan Gökhan Ünal'dan fazla bir katkı sağlayamadı.
Daha fazlası gerekiyor Çalımbay'ın da eli dardı. Özellikle bir eksik, misafirin oyununda da eksiklik doğurdu. Sessiz sedasız oyunu ile takımı derleyen Doğa'yı aradı Es-Es. İlk yarıda İvesa'nın elleri maça tutunmalarını sağladı ama ilk deplasman yenilgilerini aldılar Avni Aker'de. Trabzon'da Ceyhun temel direk vazifesini yaptı. Sağın yenisi Ömer hiç fena değildi. Cale- Gabriç de ehvendi. Serkan Balcı bir gol, bir asist ve bir blokla damgasını vurdu güne. Onun ve diğer orta sahacıların yorulması son 25 dakika oyuna gelen dengenin sırrıydı. Tjikuzu'nun kısa süredeki katkısı Trabzonspor'un bu tip bir adamın istikrarına ihtiyacını anlattı açıkça. Her takımın bu tip dirilme, direnme oyunları oluyor. Yanal'dan sonra Özen geldiğinde de benzeri sergilendi. Bordo-mavililerin kazanması elbette hem moral, hem de klasman açısından önemliydi. Ancak çok daha fazlası gerekiyor Trabzonspor'a...