Birincil misyonu, iyi örnek teşkil etmektir diye bildiğimiz Trabzonspor sahaya "Yasa dışı bahise hayır" afişiyle çıktı. "Yasal kumara evet" demekti; utandık. Ligde artık asıl rakipleri olan başaltı takımlara galibiyeti olmayan; Bursa, Gençler ve G.Antep'le berabere kalan bordo-mavililerin Kayseri karşısında da çok zorlanacağını tahmin etmek zor değildi. Aslında kadroya bakınca sarı-kırmızılılar sıradan bir takım; ama takım. Trabzonspor teknik heyetinin sahaya sürdüğü ise mehteran bölüğü. Sahadaki takım öne geçip mehtercileri iyice silkelemeye başlamıştı. Broos kendisinin hoca olduğunu, Trabzonspor'un da takım olmadan kazanamayacağını hatırlayıverdi. Selçuk ile orta sahaya destek vererek hem Ceyhun ve Colman'a daha önde baskı şansı yarattı, hem de Tayfun'un belki de en verimli olabileceği yer olan sağ önü kullanmasını sağladı. Tabii 'çok önemli' iki forvete dönerek, Gökhan-Umut sıkıntısını saldı rakip savunmanın üstüne.
Doping etkisi yaptı Çok söylerim ama marjinal bulunurum: Oyuna başladınız ve her şey kötü gidiyor, allak bullak olmuşsunuz. Öyle pansuman tedbirlerle falan maç çevrilmez. Dakikaya bakmadan 2 oyuncu ve tümden anlayış değişikliği yapacaksınız. O zaman hoca derim size. Bakın o şok değişiklikler Cale-Gabriç şaşkın kardeşlerine bile nasıl doping etkisi yaptı birden. İkinci yarı karşılıklı pozisyonlarla başladı. Sylva da uzun süre sonra bir maça el değme zahmetini gösterdi. Colman, Ceyhun ve Tayfun alkışı hak etti. İlginç olan bu kez Kafkas'ın 2 oyuncu değişikliği ile oyunun seyrini takımı lehine çevirmesiydi. 10 kişi kalıp kaybetmesi önemsiz; Tolunay'a bravo demek lazım. Çok pas yapıp çok can yakan bir takım izletiyor futbolseverlere. Belki tek ihtiyacı çalıştığı kentte daha fazla futbolsever!