Her ne kadar kadrini kıymetini bilmeseler de, bu yönetim tarihin en kısmetli yönetimi. Büyük bir uzlaşma sonucunda seçildiler ve bu destek kredisini uzun süre kullandılar. Dahası, ne zaman işler bozulacak olsa gündemi değiştirecek bir konu, tepkileri çekecek bir günah keçisi buldular ellerinde. Yanal'ı gönderip teknik adamsız kaldılar, kabahat SMS çeken yöneticilerin oldu, A takımı yola devam etti. Lige çok kötü bir başlangıç yaptılar, Avrupa'dan oldular, faturanın kabarığı Yattara'ya, Tjikuzu'ya, Song'a çıktı. Galatasaray ve Beşiktaş derbilerini kaybettiler, imdatlarına Hugo'nun röportajı yetişti. Hugo Broos'un ne söylediği ayrı bir konudur, ayrıca incelenir. Önemli olan, söylediklerinin Trabzonspor'un perişan halinin nedenleri olup olmadığıdır. Ya daBelçikalı hoca bunların tam tersine Trabzon'u ve Türkiye'yi çok öven ifadeler kullansa bu kurum için nelerin değişebileceğidir.
Ya bunları söyleseydi! Mesela... Broos, beş vakit ezanın ruhunda müthiş bir hoşluk yarattığını, zaman zaman Müslüman olmayı bile düşündüğünü söyleseydi, Trabzonspor'un elendiği UEFA Ligi'ne geri kabul edilmesi söz konusu olabilir miydi? Trafik ışıklarına en çok uyulan kentin Trabzon olduğunu iddia etseydi, UEFA'nın önerisi ile TFF'nin Trabzonspor'a 6 teşvik puanı vermesi gündeme gelebilir miydi? Onu verse, bir de ikinci yarıdaki Ankaraspor maçının 3 puanı peşinen kullanılsa liderle arasındaki puan farkı kaça inerdi? (Geleceğin İddaa ve yayın gelirlerini peşinen almaktan ne farkı olurdu ki?) Veyahut... Egemen'in sözde 25 silahının paha biçilmez bir koleksiyon olduğunu, kaptanın örnek bir davranışla bu koleksiyonun açık artırmasından edinilecek geliri kulübün devasa borç yükünü hafifletmede kullanmayı düşündüğünü söylese. Gülmeyip de ne yapacaktınız? Yarın: Hugo Broos giderse ne olur?