Merhumlar mezarlarında rahat istirahat etsinler diye, stadyum isimlerini vermeden yazacağım. Kadıköy'deki olaylar futbolun hoş olmayan yüzünü, futbol seyircisinin kronikleşmiş hastalıklarını yansıttı geçen hafta sonu. Mecidiyeköy'dekiler de aşağı kalır olmuyor hiç. Fanatizm, holiganizm bu iki koordinatta artık neredeyse bilimsel bir sistematiğe bürünmüş olsa da aslında bu noktada hiçbir kulübün, hiçbir camianın diğerinden fazla farkı yok. Oysa futbolsever olmak, büyük kulüp unvanı almak o kadar başka şeyler ki. Bunun da ötesinde 'büyük' etiketine takılmadan 'iyi' ve 'güzel' sıfatlara layık olmaya çalışmak belki de özü yaşamın. Biliyoruz ki, asırlık kulüplerimizin o büyük taraftar toplulukları nice hoş işler de yapmaya çalışıyor medyanın nazarına erişemese de. Yine, Trabzonspor'a gönül verenler sessiz sedasız birçok asil projeyi sunuyor hayatın pratiğine. Yakınlarda 4. baskısını yapan "Fırtına, İhtilâl, Efsane: Trabzonspor" kitabımızın kapanışında, Trabzonspor'un aslında ne demek olduğunu, Ece Temelkuran'ın bir pazar yazısından izinli uyarlamayla "Trabzonspor, bol bulamaç parlak ışıkların değil, efendi aydınlıkların takımı olmalıdır" şeklinde anlatmıştık. Trabzonspor'un gerçek değeri, medyanın yansıttığı, parlattığı sosyokültürel konjonktürün elverdiği kemiyette değil, bambaşka boyutların narin nakışlarında saklı bence.
Bize Her Yer Trabzon Trabzonspor taraftar grupları bugüne kadar nice güzellikler sergilediler meselâ. Uzak coğrafyamızın imkânları kısıtlı okullarına yardımlar, Doğu Anadolu'dan Makedonya'ya uzanan bir eksene ulaştırılan formalar, lisanslı ürünler, kitaplar... Hatıra ormanları ve bir ilk olan, taraftarın renklerine aşkını anlattığı, kısa sürede 3 baskı yapan 'Bize Her Yer Trabzon' kitabı... Kitap deyince orada biraz fazla durmak lâzım mutlaka. Geçtiğimiz yaz tatili için bir de 'Kitap Kurdu' adlı yarışma düzenledi Trabzonsporlu bir taraftar grubu. Kategorisinde birinci olanlara ödülleri, Ankara'daki Çardak Pide'de verildi. Hem yarışmayı düzenleyenleri hem de çocuklarımızı bir kez daha kutluyorum. Şüphesiz en önemli şey iyi ve donanımlı birey olabilmek, öyle insanlar yetiştirebilmek. Sadece Trabzonspor camiasının değil, her topluluğun asıl ihtiyacı bu. Bu çocuklar okudukça, öğrendikçe, sorguladıkça sadece özgüveni daha yüksek değil hoşgörüsü de daha engin bir Trabzonsporlu kitlesi oluşacak zamanla. Ve bu, Trabzonspor'a, bordo-mavi renklerin yakıştığı kadar yakışacak. Trabzonspor'un efendi ışığı futbol dünyamızı daha çok aydınlatacak.