Klasik yorum: Trabzonspor adı ve bordo-mavi formayla sahaya çıkan bu takıma başka bir isim verin, başka bir forma giydirin, rakibiyle el ele ligden düşer. Kimse kurtaramaz, gider. İyi oynayıp kaybeden takımı bozmamıştı Broos. Sadece Cale yerine Ferhat vardı. Ne yazık ki Ferhat'ın medet umulan performansıyla Hırvat'ın formsuz hali arasındaki farkı saptayacak hassaslıkta terazisi yok futbolun. Trabzon'da temel sorun gol vuruşu ise de orta sahadaki sıkıntı daha belirgindi dün. Selçuk-Colman-Ceyhun göbeğinin rakibe bu kadar top bırakması doğal değil. Sadece Colman hep boşa çıkıp top almaya çalışan isim olarak olumlu puan aldı. İlginçtir, Kasımpaşa'nın göbeği de çok açık veriyordu, bu üç oyuncu bu boşluklara hızlı sızıp gol pası veremediler. Böyle oyunların Alanzinho'yu istediği açıktı, ama çıkacak isim Gabriç'ti. Umut çıkınca Gökhan da tümden kayboldu. Beğenmeyen yine beğenmesin de Trabzon'un en önemli silahlarından biri, Tayfun'un sağ kanat bindirmeleri. Bunu ısrarla denemesi gerekirken hep soldan Gabriç'le zorlamak haftalardır o kadar verimsiz ki. Ve Sylva...
Prestiji fena zedelendi Önceki yaz transferde trilyonlar saçarken aylarca bonservis sorununun çözülmesini bekleyen yöneticilere bir kez daha selam gönderdi Senegalli. Yemediği gol çeşidi kalmadı. Sadece onun yüzünde kaybedilen puanları federasyondan paraya çevirsen 10 bonservis ederdi belki. Bu arada... İki gol öncesinde de savunma oyuncularının topu ceza yayına doğru uzaklaştırma çabalarının futbolun temel öğretileriyle çatıştığını söylemeden geçemeyiz. Trabzonspor yine kaybetti, prestiji fena zedelendi. Maç kritiğine falan da bakmayın. Teşhis açık: Bir büyük takımı kendi yönetiminden başka hiçbir güç bu hale düşüremez. Trabzonspor kimlik, oyun ve derece bakımından Mehmet Ali Yılmaz dönemine geri döndü. Tek eksik o...