Maça Sivasspor'un başlaması gereken biçimde Galatasaray başladı. Yani önde basan, zaman zaman 3-4 oyuncuyla dar alanda pres yapan ve son derecede motive bir oyun sadece 20 dakika sürebildi. Kaleci Leo'ya ilk top maçın 12. dakikasında Zan'ın geri pasıyla geldi. Fenerbahçe derbisinde bence yapılması gereken Barış seçimi olayı kolayladı. Topal ve Sarp çok daha rahat oynadılar. Üstelik Sarp forvete katkıda da bulundu. 11. dakikada Nonda'nın attığı gol kolay gibi görünmesine rağmen çok ustaca atılmış bir goldü. En az 10 maç tek santrfor alternatifi gibi görünen Nonda, skor 2-0'a geldikten sonra oyundan alınarak acaba 'Nonda da olmazsa ne yaparız' arayışını mı getirdi ki buradaki Kewell tercihi bana göre doğru değildi. Kewell Türkiye'de oynamış veya oynayan birçok yabancı oyuncuya örnek olacak profesyonellikte ve ciddiyette bir oyuncu. Umarım futbol yaşantısını Galatasaray'da tamamlar.
Sansasyonel değil ama... Petkoviç beklenmedik şekilde takımını 2-0 yenik duruma getirdikten sonra ikinci yarı karşı karşıya 3 mutlak golü kurtararak kendini affettirdi. Ama Sivasspor'un işi çok zor. 90 dakikada formsuz Franco'yu rahatsız edebilecek tek pozisyonları yoktu. Sivassporlu 2 oyuncunun devre arası sararmasına neden olan endirekt vuruşla ilgili Muhsin Ertuğral'ın maç sonu verdiği beyanat ve öz eleştiri umarım teknik direktörlerimize örnek teşkil eder. Fener maçının travmasını atmış gibi görünen çok eksikli Galatasaray sansasyonel olmayan ama önemli 3 puanı aldı. Bazen önemli gibi görünen oyuncuların eksikliği diğer bazı oyuncuların formayı kapıp bırakmamalarına neden olur. Bazen de teknik direktörlerin gözlerindeki perdelerin kalkmasına neden olur. Futbol çok basit ama son derece tuhaf bir oyundur. Galatasaray da bazı gerçekler olumlu tarafından bakıldığında ortaya çıkıyor gibi görünüyor.