Son 2 maçında kalenizde 6 gol görürseniz, bu maça da ciddi endişelerle çıkarsınız. Trabzon maçında Barış'ın oyuna alınmasından sonra orta sahanın ve savunmanın nefes alması bu maça da Barış ile başlanacağını işaret etmişti. Ama sahaya çıkan takımda Topal stoperde, sakat Hakan'ın yerine Caner ve Gökhan Zan'ın 18'de bile olmayışı herkesi şaşırttı. Galatasaray ilk yarı belki de % 70-30 top hakimiyetiyle oynadı. Sabırla top çevirdi, ayağa pas yaptı, kanatlara top taşıdı, kırat olarak kendinden 3-4 gömlek aşağıdaki rakibine çok üstündü. Bu yarıda Keita gerçi bana göre inanılmaz verimli oynadı. Sabri ile beraber müthiş bir düo oldular. Keita'nın ofsayt olarak iptal edilen golü bana göre buz gibi goldü. Nonda'ya attırdığı gol ise ders niteliğindeydi. Bu adam orta yaparken adeta topu istediği adamın ağzına atıyor. Nadir fakat tehlikeli Dinamo ataklarının tamamı Caner'in olduğu kanattan geldi ki bu da son derece düşündürücüydü.
Böyle keyifli olsunlar 2-0'ı bulduktan sonra rahatlayan Galatasaray aynı sabırlı ve dikkatli oyununu sürdürürken son maçlardaki travmayı bir nebze atlatmış göründü. 50. dakikada başlayan Nevizade Geceleri erken gelen garanti maçın tuzu biberi oldu. Ne olur her zaman galiz küfürler yerine böyle keyifli şarkılar türkülerle takımlar desteklense. Geldiği günden beri Aydın'ın üzerinde ısrarla duran Rijkaard bu maçta da dağılan Dinamo karşısında 55'te sahaya sürdü. Bu şansları Aydın'ın çok iyi kullanması gerek. Nitekim bu maçta oldukça iyi bir oyun çıkardı. Büyük ölçüde 2. gruba kalmayı garantiledi Galatasaray. İyi bir antrenman maçı oynadı. Göze çarpan Sabri'nin müthiş formu ve Keita ile beraber oluşturduğu ikili. Elano biraz kıpırdamış göründü. Topal hatasız oynadı. Fazla yorulmadan Avrupa'da kazanılan 228. maç, 3 puan ve para iyi bir gece olarak tarihe geçti. Maça yakışmayan çok çelişkili kararlar veren İsveçli hakemdi.