Çok iyi bir başlangıçla sezon öncesi ve sezon başı olumlu sinyaller veren Galatasaray, yedinci haftadan itibaren beklenmedik travmalar yaşamaya başladı. Doğal olarak yapılan bunca büyük harcama ve kadroya dahil edilen uluslararası şöhrete sahip oyunculardan dolayı kamuoyu çıtayı yükseltip, büyük beklentiler içine girmişti. Böyle beklentilerin her zaman olumlu şekilde sonuçlanmadığı bir evvelki sezonda kanıtlanmıştı. Nitekim o sezon da yapılan Baros-Kewell- De Sanctis transferleri sonunda takım Avrupa kupasına veda edip, ligi de 5. sırada bitirmişti. Bu sene başı yapılan Keita, Elano, Gökhan Zan, Caner, Mustafa Sarp, Ufuk, Leo Franco transferleri mevcut kadronun üzerine gelince, doğal olarak büyük heyecan yaratmıştı. Bunların üzerine bir de Rijkaard-Neeskens yönetiminde 4.6 milyon euro maliyetli teknik kadro da eklenince, hem Turkcell Süper Lig hem de Avrupa kupalarını fuleli adımlarla kat edileceği inancı doğmuştu. Şimdi dilerseniz mevcut duruma bir göz atalım ve tarafsız bir şekilde analiz etmeye çalışalım.
Rijkaard sınıfta kaldı Futbol, esas itibarıyla son derece basit bir oyundur. Doğruları, doğru zaman ve mekan denkleminde yaptığınız zaman başarı kaçınılmazdır. Örnek mi; Galatasaray için son derece hayati, prestij olarak kıymetli bir Fenerbahçe deplasmanına çıkarken ukalalık yapıp, 'Ben şablonumu bozmam, prensiplerimden ödün vermem' deyip, geriye yardım etmeyen dört hücumcuyla çıkarsanız futbol tanrısı ve pozitif bilim bunu affetmez. Siz Arda'yla Elano'yu, Gökhan Zan'la Servet'i beraber oynatıp Barış Özbek'i kenarda oturtursanız, dersine iyi çalışmış Fenerbahçe hocasına ellerini ovuşturmaktan başka bir seçenek bırakmamış olursunuz. Her türlü hazırlanmış komploya göğüs geremeyen oyuncularınız sahadayken, kafasına gelen bir su şişesi ile çıldırıp oyun sahasını terk eden Keita'yı hâlâ sahada bırakırsanız ve kırmızı kart görmesine neden olursanız, sonra da maç sonrası röportajında maçta neler olduğunu anlatırsanız, tüm kariyerinize rağmen herkesin kafasında ciddi soru işaretleri oluşur. Bundan sonrası, yapılan hatalardan ders alınarak, bir anlamda otokritik yapılarak mental olarak uzun maratona tüm Florya'yı hazır tutmak olmalıdır.