Gol atmak ve yemek konusunda grubunun en cimri takımıdır Steaua Bükreş. Dolayısıyla Fenerbahçe her zamankinden daha dikkatli davranmak zorundaydı. Zira Romanya temsilcisi kendi sahasında gol yemek konusunda hepten "pinti"leşmişti bu sezon. Bu durumda tek eksik Alex olsa "Öp de başına koy" diyebilir ve problemi çözmekte çok da zorlanmazdı belki Fenerbahçe. Ama Güiza'nın eksikliği yetmezmiş gibi Semihde sakatlık problemi yaşayıp forma giymeyince, zorunlu olarak en ileri uçta Kazım'a yer verdi Daum. Bu maça kadar sağ kanattaki veriminin bir hayli üstüne çıktı dün akşamki pozisyonunda Colin, arada bir laubalilik yapsa da. Ancak Kazım'ın çabalarını Santos taçlandıramadı. Ama Santos'un gol vuruşlarındaki "hovarda" lığına ve önemli oyuncu eksikliklerine karşın, saygı duyulacak bir sorumlulukla mücadele eden birden fazla oyuncu vardı dün akşam sahada sarı-lacivertlilerde.
Herkes savaşınca Bu sezon her zaman olduğu gibi yüreğiyle oynayan Emre başta olmak üzere Bilica, Gökhan, Carlos, Özer, Volkan, Lugano ve özellikle Baroni müthiş bir konsantrasyonla oynadılar. Daum bile "Fenerbahçe bu kadrosuyla Almanya'da kafaya oynar" dememiş miydi? Doğal olarak kadro kalitesiyle her türlü eksiğe rağmen, sarı-lacivertliler grubun en zorlu deplasmanından 3 puanla döndü. Hem de güzel bir futbol ve liderlik apoletiyle. Bu da "Asıl hedefimiz Süper Lig'dir" diyen Daum'un Avrupa Ligi için "İstemem yan cebime koy" düşüncesinde olduğunun ve Fenerbahçe'nin Avrupa'da da iddialı olduğunun belgesidir herhalde.