Hayatta en zor şey, insanların ön yargısını yıkmakmış. Polat yönetiminin, sezon başında inanılmaz bir atak yaparak marka bir teknik heyeti göreve getirmesi doğal olarak insanlardaki beklentileri yükseğe çekti. Geçen yılı hatırlayın; Feldkamp olmadı, Skibbe'yi tutturamadık, alın size Bülent Korkmaz derken G.Saray ligi zar zor 5'inci bitirebildi. Kümeden düşen Kocaeli'den 5 yediği o günlerde G.Saraylılar kuru beraberliğe bile alkış tutabilecek durumdaydı. Gelelim bugüne... Rijkaard kulübün kapısından girdiğinden bu yana G.Saray; 15 maçın 11'ini kazanmış, 4 maçı da berabere bitirmiş. Bu arada gol ortalamasını 3 civarında tutmaya özen göstermiş. İstastiklere göre alkışlanacak başarı. Ama bugün Rijkaard'ı eleştiriyoruz, kimse dört dörtlük olamayacağına göre onu da üslubuna göre eleştirmek öncelikle işimiz.
Taraftar niye hayıflandı Sturm Graz ve Eskişehirspor maçlarında taraftar niye hayıflandı? G.Saray bu iki ekibe neden 3-5 gol atamadı diye. Beklentileri öyle yükseltmişler ki maçlardaki beraberlikler bile yenilgi olarak algılanmaya başlamış. Öfke bundan, sıkıntı ve hayal kırıklığı bundan. Rijkaard inatçı bir teknik adam. Dediğim dedik diyen bir yapısı var. Yeri geldiğinde futbolcusuna da dikleniyor. Hakem rezaletini bir kenara bırakırsak Graz'a maç genelinde sağdan soldan tokat atıyorsun ama deviremiyorsun. Bir şeyler lazım; ya sistem değişikliği ya da futbolcu değişikliği yapmalı... Maç gitti gidiyor, biz basın tribününden görüyoruz, Hollandalı ise sakin ve sabırlı. Ne bileyim forvetini üçleyebilirsin, hatta dörtleyebilirsin belki takım halinde bile hücum edebilirsin. Ama Hollandalı bir önceki maçta 3 gol atan Nonda'yı ancak 86'da hatırlıyor. Bizim hocalar olsa oyun içinde en az 4 sistem değiştirirdi. Rijkaard'ı böyle kabul edeceğiz, sistemine de saygı duyacağız. Çekirge zıplıyor mu zıplıyor. Nereye kadar?.. Onu bilemem ama başarılı olduğuna göre haklı olan o. Biz sabretmeyiz, sonuç isteriz. G.Saray artık her maçta 3-5 atmazsa da küseriz!