Son 7 maçta 25 gol atan G.Saray için, "Çapından küçük takımlarla oynadı. Bu golleri her takım atardı. Kayserispor'u 4'lesinler de görelim" yorumları üst düzeydeydi. Gerçekten G.Saray'ın kendini ispat maçıydı. İlk 7 dakika geride kalırken son 7 maçtaki hiçbir rakibi Kayserispor kadar G.Saray'ı ısırmamıştı. Kafkas'ın takımı Cangele ile 2 kez sıkı geldi. İkisinde de Leo Franco tehlikeyi önledi. Rijkaard bu kez sürpriz yapmadı. UEFA'da 5'lediği Tallinn önündeki kadroyu sahaya sürdü. Elano, Mehmet Topal, Nonda kulübenin yıldızlarıydı. Baros tek forvet, Aydın ile Keita ise kanatlardaydı. 7 dakikalık baskını kazasız atlatan G.Saray göbekten Arda, kanatlardan ise Keita ve Aydın'la tehlikeli olmaya başladı. 14'te de Baros'un faul kokan golü ile öne geçti. Arda'nın sert volesi de kayda değerdi. Servet'in kontrolündeki Makukula'ın sürpriz golü ile Kayseri beraberliği sağlasa da tek top yapan, isabetleri pasları daha çok olan ve rakibini sahasına mahkum eden G.Saray'dı. Bu baskı 35'te G.Saray'a yeniden galibiyeti getirdi. İlk golde G.Saray'ın canını yakan Makukula bu kez Arda'nın falsolu kornerinde ters kafa şutu ile kendi kalecisini avladı. Taraftarların gözü aslında Elano'daydı. Rijkaard da fazla bekletmedi. İkinci 45'e onla başladı. İyi ki de başladı. 62'de 30 metreden öyle şık vurdu ki kalede Souleymanou adeta mıhlandı kaldı. Sonrasında oyuna Uğur ile Topal girdi. Sevindirici olan, kulübede oturanlar da her an maça hazır. Geçtiğimiz yıl görmediğimiz tablolar bunlar. Düşünün, sahanın bana göre en verimsizi Baros bile 2 gol attı dün. Artık G.Saray'ı izlemek zevk veriyor, çünkü takım gibi oynuyor.