Delgado sakatlandıktan sonra Tello'ya bir haller oldu. "Alem buysa kral benim" diyor ve çok sağlam istihbaratlarıma göre takım arkadaşları bu durumdan inanılmaz rahatsız. Bu görüntü karşısında, Tello Beşiktaş'ın Lincoln'ü oldu demek pek yanlış olmaz sanırım Denizli onu çok seviyor, biliyorum. 'Türkiye'ye gelen en iyi yabancılardan biri' diyor. Olabilir ama aynı Denizli, yol yorgunluğu bahanesiyle de olsa Galatasaray derbisinde Tello'yu 18'e almadıysa, ondaki olumsuz gelişmelerin farkına varmaya başladığını düşünebiliriz. Dolayısıyla Mustafa hoca bir alternatif arayışına girdi. Serdar Özkan'ı öne çıkarmaya çalıştı. Serdar kardeşimin yetenekleri ile sahada yaptıkları örtüşmeyince de hoca çaresiz kaldı... Oysa Mustafa hoca, Beşiktaş tarihini şöyle gözünün önüne bir getirebilse Kartal'ın tarihsel oyun karakterinde bir oyuncuya bel bağlamak olmadığını net şekilde görebilir. Beşiktaş hiçbir zaman, Fenerbahçe ya da Galatasaray gibi teknik oyunculardan kurulu bir takım olmadı. 50 yıllık lig serüveninde tek başına takımı sürükleyen, teknik olarak ön plana çıkan Yusuf Tunaoğlu, Sergen, Şifo ve belki birkaç isim daha sayabilirsiniz ama hepsi bir elin parmaklarını geçmez.
Karakter önemlidir Beşiktaş'ın karakteri mücadele etmektir. Taraftar da bunun farkındadır ve bu nedenle süper yetenekleri değil Pascal Nouma gibi asi yüreklileri yazar unutulmazlar listesinin ilk sırasına... O nedenle burnu Kaf Dağı'ndaki bir Tello'ya da, çıtkırıldım Delgado'ya da, kaleye gitmeyi büyük iş yapmak zanneden Serdar Özkan'a da ihtiyacı yok aslında Beşiktaş'ın. Hocanın bunu görmesi gerek... Daha sonra da yapması gereken ilk şey, birçok futbolcunun kafasını karıştıran sistemini sadeleştirip takımdaki görev tanımlarını yeniden belirlemektir. Sonraki hedef de kadroda istikrarı sağlamak olmalı. Tabii tüm bunları yapmak için öncelikle kesin olarak kalmaya ve mücadele etmeye karar vermesi gerekir. "Du bakalım n'olcek" mantığıyla Beşiktaş'ta teknik direktörlük yapılmaz. "Hele bir Moskova'dan dönelim de manzaraya bakarak karar veririz" demek de Beşiktaş'ın hedeflerine uymaz... Denizli kalmalı, inadına savaşmalı. Kararını verdikten sonra da kendisine kılavuz eden kargalarla 'Kartal'ları ayırt etmelidir. Bu iyi bir başlangıç noktası olabilir!