Dün gece için benim manşetim bu: 09.09.2009 Afrika'da yokuz! Böyle günlerde genellikle çiftler evlenir... Biz Dünya Kupası ile boşandık!.. Maçtan önce, Bosna takımının, ilk kez Dünya Kupası'na katılabilme heyecanıyla büyük baskı altında kalacağını ve bizim de kolay bir galibiyet alacağımızı düşünmüştüm... Hele bir de erken gol bulursak panikleri katlanacaktı... O gol maçın hemen başında Emre'yle gelince tamam dedim hayaller gerçek oluyor. Erken konuşmuşum... Artık tecrübemizle zamanı eritir ve arada bir rakip kaleyi yoklarız diye düşünüyordum ki 20. dakikadan itibaren orta sahamız düştü. Tuncay ve Arda çok önde kaldılar, Ceyhun da ilk müdahalelerde gecikmeye başladı... Sağlı sollu ataklarla üzerimize geldiler. O baskı altında tribünlerin de teşvikiyle Portekizli hakem Servet'e faulü çaldı. Baraja baktım Bosnalı oyuncu araya girmiş. Atışı solak birinin kullanması halinde topun geçeceği yer hazırdı ve bizimkiler resmen uyuyordu. Salihoviç soluyla vurdu, top barajdaki Bosnalı oyuncunun boşalttığı kulvardan geçip çatalımıza takıldı..
Hakem de ayıp etti İşin ilginç yanı bu faulü tamamen seyirci baskısıyla verdiği yetmezmiş gibi Portekizli hakem Benquerenca ilk itirazında, uyarıya bile gerek görmeden Terim'e kırmızı kart gösterdi. Ayıp etti... Ondan sonra toparlan toparlanabilirsen. Savunmamız resmen dağıldı. Topu alan Bosnalı defansın arkasına sarktı. O periyotta başka gol yememiş olmamız büyük şanstı. İkinci yarıda uzaktan kumandayla İsmail ve Sercan'ı oyuna alan Terim, Ceyhun'u savunmaya çekip 3-5-2'ye döndü. Riske girmiştik ama başka da şansımız yoktu. Bir anda tenis maçı izlemeye başladık. Top bir o kalede, bir bu kaledeydi. Golü atan işi bitirecekti. Olmadı, atamadık. Yazık oldu. Bu beraberlikle işimiz mucizelere kaldı ve bundan sonrası çok zor. Not: Sel felaketinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza ve şehitlerimize Allah'tan rahmet geride kalanlarına ise sabır diliyorum. Milletimizin başı sağolsun.