Geçen sezonun her kulvarda, herkese kafa tutan müthiş Beşiktaş'ı ile bu sezonun Beşiktaş'ını asla kıyaslayamazsınız. Beşiktaş'ın geçen sezon yarıştan kopma noktasına geldiği çok maç oldu. Ancak hocası ve futbolcusu ile Beşiktaş, bu "tamam-devam" maçlarının hepsinin altından alnının akıyla kalkmasını bildi ve çifte kupalı muhteşem bir sezon yaşadı. Aradan geçen üç ay içinde Beşiktaş; savunmasına, orta alanına ve hücum gücüne çok önemli yeni oyuncular kattı. Milyon dolarlar harcanarak yapılan bu transferlerle herkes, büyük futbol oynayan bir Beşiktaş beklentisi içine girdi. Yazık ki özel, turnuva ve resmi maçlara giden Beşiktaş taraftarı tam bir hayal kırıklığına uğradı. Nedeni basit... Çünkü üç lig maçında herkes gördü ki, Beşiktaş futbol oynamıyor. Her maç, diğerinden daha kötü. Savunmaya bakıyorsunuz, bunca yeni oyuncuya rağmen güven vermiyor. Erhan, Sivok, Ferrari ve İsmail'li geri dörtlünün rakiplerine verdiği pozisyonların haddi hesabı yok.. Orta alan Ernst ve Fink gibi iki Alman panzerine rağmen oyunun kontrolünü eline geçiremiyor... Son G.Birliği maçında ev sahibi takım Beşiktaş kalesini şut bombardımanına tutarken, en az 2 net gol pozisyonunu da harcadı... Beşiktaş maçına giden herkes stadı "keyifsiz" terk ediyor. Seyirci, oynanan futbolda bir "ışık" görmüyor. Başkan, şeref tribünü yerine locadan maç izlemek zorunda kalıyor... Seyirci coşkulu başlayıp, sessizliğe bürünüyor... Mustafa Denizli her maç sonrası oynanan futbolu beğenmediğini itiraf ediyor. Asıl zorlu maçlar ise yeni başlıyor. G.Saray, Ankaraspor, Eskişehir, Trabzon, Sivas, Manisa deplasmanları sırada bekliyor. Üç maçta 4 puan kaybeden Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nin yaklaştığı şu aşamada ya toparlanacak ya da havlu atacak... Bu futbol Türkiye'de de, Avrupa'da da Beşiktaş'a yetmez!..