Beşiktaş'ın önüne liderlik koltuğuna oturma şansı gelmişti. Sivas'ı deplasmanda yenemeyerek ertelediği o şansını dün Bursa'yı kendi evinde deviremeyerek bir kez daha erteledi. İnönü'de bunun için dün her ortam müsaitti. Taraftar istekli, ortam mükemmeldi. Ama maçta görüldü ki liderlik koltuğunu oturmak ağır bir yük ve şampiyonluk stresi Beşiktaşlı oyuncuları çok fazla etkilemiş. Buna bir de Ertuğrul Sağlam'ın zekası, Bursalı oyuncuların futbolu eklenince sonuç taraftarın beklediği gibi olmadı. Bunun nedenlerine bir bakmak gerek. Mustafa hocanın uzun bir aradan sonra şans verdiği Gökhan Zan görevini başarıyla yaptı. Ancak sakat olduğu için hafta içinde idmanlara fazla katılamayan Delgado'nun performansı takımın performansının gerisinde kaldı. Delgado'nun bekleneni verememesi, liderlik stresi, taraftar baskısıyla da birleşince takımın kimyası bozuldu.
Keyif veren iki fotoğraf Ancak maçı etkileyen daha önemli iki nokta var. Birincisi, takımın en önemli silahlarından biri olan İbrahim Toraman'ın çift sarı karttan kırmızı kart görmesi ve takımı yalnız bırakması. İkincisi; Bursa takımı oynadığı futbolla geldiği yerin tesadüf olmadığını ve Sağlam'ın kalitesini gösterdi. Beşiktaş karşısında ne yaptığını bilen ve etkili bir oyun ortaya koydular. İlk yarıda direklere takıldıkları pozisyon gol olsa ya da ikinci yarı hız kesmeseler İnönü'den 3 puanla çıkarabilirlerdi. 10 kişi kalan Beşiktaş ise kötü oynadığı maçın son 10 dakikasında 3 puana uzanabilirdi. Ligin bitimine 6 hafta var. Her maç, her sonuca gebe. Benim dün gece futbol adına keyif aldığım iki fotoğraf var. Beşiktaş taraftarının maçtan sonra takımını tribüne çağırıp desteklemesi. İkincisi maç bittikten sonra birkaç taraftarın Sağlam aleyhine tezahürat girişiminin çoğunluk tarafından hemen susturulması. Camialar sadece saha sonuçlarıyla değil davranışlarıyla da büyüklüğü hak ederler.