Madrid enfes bir şehir. Bir de bahar havası karşılayınca iyice güzelleştirdi görüntüsünü. Kapılarını Milli Takımımıza açan Real Madrid kulübünün tesisleri ise harika. Kulüplerimizin standartlarını belirlemesi açısından bu tesisleri gezmesi, model alması gerek. İspanya Federasyonu'nun tesisleri de çok kullanışlı. 3 gündür vaktimizin önemli bir bölümünü bu tesislerde geçirdik. Avrupa şampiyonluğunun ve şampiyon teknik direktör Arogenes'in her adımda varlığı hissediliyor. Normalde Avrupa şampiyonu olmuş takımın medyaya mesafe koyması, kapılarını kapatması beklenir. En azından bizim Milli Takımımızda gördüklerimiz bunlar. Ama medya iletişimi, insan ilişkileri harika. Yıldız futbolcularla 3 gündür iç içeyiz.
Zoru seven bir hoca... Del Bosque'nin insancıl yönü ve dostluğu futbolculara sirayet etmiş gibi. Ne kadar mütevazı olduklarına değinmek boynumuzun borcu. Fizik ve zihinsel olarak hazırlar. Türkiye'yi, Avrupa Şampiyonası'ndaki "Takım futbolu ve yürekten mücadele eden görüntüsüyle" hatırlıyorlar ve bunun için maça çok ciddi baktıkları her davranışlarından anlaşılıyor. Fatih Terim, Marca'ya "İspanya 1, biz 2 çıkarız" demiş. Rakibi ve ortamı yumuşatmaya yönelik çok zekice bir hamle. Mesaj yerine ulaşsa da Del Bosque bu hamleye mütevazı karşılık veriyor. Bir nevi Madrid'de "Kurtların Dansı" yaşanıyor. Milli Takımımıza gelince... Buraya erken gelmeleri çok doğru bir karar. Futbolcularımızın yüzü düne kadar asıktı. Ligi kafalarından atamadılar. Bu yüzden İspanya'nın aksine kapılar bizlere kapalıydı. Umudumuz, inancımız Milli Takımımızın zoru seven bir hoca ve futbolculardan kurulu olması.