Sivaslı futbolcular G.Saray maçından sonra "Hiçbir başarı tesadüf değildir" yazılı tişörtlerini, formalarının altından çıkararak başarının altını çizme ihtiyacı hissetmişlerdi. Şunu peşinen belirtmek lazım; Sivas şampiyonluk devrimini yapsa da yapamasa da mütevazı bütçesi ile geldiği bu nokta maliyeti 100 milyon dolarları bulan rakipleri karşısında zaten büyük bir zafer. Bu noktanın tesadüf olmadığını bilmekle birlikte Sivas'ta daha yakından görme fırsatı buldum. Kendini şehre adamış, halkla bütünleşmiş Vali Veysel Dalmaz'ı tanıyınca bu kanaatim daha da pekişti. Başkan Mecnun Otyakmaz'ı, Bülent Uygun'u, futbolcuların yüreğini yazar konuşurduk da bir valinin halkıyla bu kadar bütünleşmesine, Sivasspor için en önde bayraktarlık yapmasına ilk kez şahit olduk. Vali Dalmaz halkın taktığı "Süper vali" sıfatını, Sivasspor da süper alkışı hak ediyor.
Kazanamazsan kaybetme Mustafa Denizli'nin tıkır tıkır işleyen takımı, neden bu kadar değiştirdiğini anlayamadım. Zapotocny takviyesiyle defansif futbolcuların sayısının artırılması "Kazanamıyorsan kaybetme" düşüncesine kapıldığı gösteriyor. Sivas, takım futbolunu en iyi oynayan ekiplerden biri olmasına rağmen tribündeki Bülent Uygun'un ve Denizli'nin sahaya sürdüğü 11'leri F.Bahçe ve Trabzon'un yenilmesinin etkisiyle tercih ettiğini düşünüyorum. İki teknik adam da 'İlk yarı risk almayalım. İkinci yarı işi bitirelim' hesabındaydı. İlk 45 dakikada orta saha mücadelesi şeklinde geçti. Sivas'ın golü, oyunun ve hocaların planlarının açılmasını beraberinde getirdi. Korkmaz'ın Balili ve Kamanan'ı oyuna sokması, Denizli'nin Delgado ve Nobre planı sonucu değiştirmeye yetmedi. Birer puan iki takım için de iyi sonuç. Ama Beşiktaş günün yansıması olarak biraz daha cesur davransaydı 3 puanla ligin seyrini değiştirebilirdi... Bu güzel fırsatı kaybetti.