Aylar önce yazmıştım sana, sakin ol diye... Mücadele, hırs, sonuna kadar terini akıtman iyi de o her fırsatta hakemlere itiraz edişin, rakibe en küçük bir rüzgârda bile yan bakışın, tartışmaların senin başını eninde sonunda yiyecek... O yazıda Ayhan'a da Arda'ya da seslenmiştim. Ayhan gerçekten son dönemde o agresif görüntüsünü bıraktı. Futbolunu oynuyor ve gerçek bir profesyonel olarak örnek teşkil ediyor. Arda ise ayrı bir konu, o değişmese bile sonsuz kredisi var. Sonuçta futbolun biricik göz bebeği o. Ama sen kolay harcanabilirlerdensin Sabri. Milli formandan ve Galatasaray takımından uzak kaldığın günlerden hâlâ ders almamışsın ne yazık ki! Sırf onca mücadelene rağmen üç ortayı düzgün yapamadın diye senin takımdan gitmeni isteyen ciddi bir taraftar kitlesi var. Terinle kazandığın mevziyi sinirinle kaybediyorsun. Altın gibi bir yüreğin olduğu yüzünden o kadar belli ki! Saha dışında dünyanın en ılımlı adamlarından birisi olabilirsin. Ama saha içindeki görüntün gerçekten hiç hoş değil ve senin psikolojik yardım alman gerektiğini düşündürtüyor.
Kurban olmaya adaysın Galatasaray takımı Şampiyonlar Ligi'nden elendi, UEFA'da yol bitti, ligde ise durum ümitsiz. Bırak şampiyonluğu bir Avrupa bileti alıp alamayacağı belli değil. Ve böyle durumlarda hep kurban ya da kurbanlar verilir. Tribünlerin rahatlaması için, yönetimlerin kendilerini kurtarabilmeleri için. Ne yazık ki sen şu an kurban olmaya en yakın isimsin. Bu saatten sonra pozisyonun değişir mi bilmem! Ama sana tek bir tavsiyede bulunabilirim, sus. Konuşma. Krizi yönetmek gerçek bir akıl işidir. Kalan maçlarda sakin ve yüksek dozda mücadeleni sahaya yansıt. Unutma ki bu son sarı-kırmızılı formayı giydiğin maçlar olabilir. Selam ile...