Fatih Terim'in iki İspanya maçı için aday kadroya çağırdığı oyunculardan ancak yarım Milli Takım çıkabilirdi, nitekim öyle oldu. İspanya karşısında ilk 45'te tek kelimeyle rakibi kilitleyen, istediği gibi oyunu yönlendiren, pozisyon vermeyen ve pozisyon bulan çok iyi (Erman hoca hiç beğenmemiş ama neyse) bir Milli Takım vardı sahada. Gece yarısı altın at ve arabanın balkabağına dönüşmesi gibi, oyuncularımız yorulunca rüya bitti, kâbus başladı. Semih Şentürk çıkmasa belki bu kâbus 20 dakika daha geç başlayacaktı ama yine kaçış yoktu. İşte bu manzaranın tek sorumlusu Fatih Terim'dir. Çünkü bu çok önemli maçta yedek kulübesini "bomboş" bıraktı. Eğer o kulübede Gökdeniz, Fatih Tekke, Nobre, Toraman, Mehmet Topuz gibi alternatifler oturuyor olsaydı, Emre Belözoğlu ve Nihat elleri bellerinde dolaşırken ve de Arda yorulunca çözüm üretmek çok kolaylaşabilirdi.
Yine pilimiz biterse... Hikayesi şu; Terim aklın yolunu takip etmedi, duygusal davrandı ve biraz da şansına güvendi. İşler ters giderse yapabileceği hiçbir şey yoktu, şekilde görüldüğü gibi işler ters gitti ve Terim göstermelik oyuncu değişiklikleri dışında çaresiz kaldı. Şimdi diyeceksiniz ki 'tamam da artık bunları yazmanın ne faydası var, yarayı neden kaşıyorsun?' Aslında niyetim yarayı kaşımak falan değil. Yarın oynayacağımız İspanya maçında da aynı sorunları yaşayacağımızın altını çiziyorum sadece. Sahaya çıkacak ilk onbir bir yere kadar götürecektir işi, seyirci desteğiyle bu süre belki de 55'ten 75'e çıkacak ama sonra yine pilimiz bitecek. Yedek kulübesinde ise sahadaki eksileri artıya çevirebilecek pek kimse yok!
Soru sormaya gerek yok! Terim, telefonunun pilinin biteceğini biliyordu buna rağmen şarj aletini yanına almadan İspanya'ya karşısına çıktı. Olay budur. Bu arada bir önemli konu daha var. Artık milli maçlardan sonra soru sormaya bile gerek görmüyorum. Çünkü Terim sadece, "Hocam ben diğer arkadaşlarım gibi düşünmüyorum. Bence İspanya oynamadı demek doğru değil, biz oynatmadık hocam!" türünden çanak soruları seviyor, eleştiri ağırlığı taşıyanları değil. Dolayısıyla bundan sonra meydan yağdanlıklarındır. Buyursunlar at koştursunlar.