Lütfen şaşırmayın, yukarıda asılı başlıkta bir hata yok. İspanya ile oynayacağımız iki maç sonrası, en az beş gol yiyeceğimizden (inşallah çok daha fazla olmaz) adım gibi eminim. Bu iki maç bitiminde, "Neden beş gol yedik" türünden onlarca yazı okuyacağınız da kesin. O nedenle ben sizi şimdiden uyarıyorum. Bu maçları kaybettiğimiz anda şunu iyi bilin ki hezimetin nedeni benim şimdi yazacaklarımdır, başka bir şey değil. Karşımızda iki teknik adam var. Biri Del Bosque, diğeri Fatih Terim. Biri doğruları, diğeri yanlışları yapıyor. Biri kaprisle, diğeri akılla hareket ediyor. Peki Terim nasıl yanlışlar yaptı ve Del Bosque'nin doğruları neler, gelin şimdi biraz da ona bakalım... Aslında her tercih üzerine sayfalar dolusu yazmak mümkün olsa da buna hiç gerek yok. Kabaca iki cümleyle fotoğrafı ortaya koymak yeterli olur. Çünkü manzara gayet net. Del Bosque akıllıca hakeret ederek doğruları yapıyor ve İspanya Milli Takımı'nı, Barcelona ve Liverpool ağırlıklı oyunculardan oluşturuyor. Hikayenin özeti bu. Barça, İspanya ligini kasıp kavuruyor, Liverpool ise son yıllarda hep yaptığı gibi yine Şampiyonlar Ligi'nde şampiyonluk kovalarken, Premier Lig'de de şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri konumunda.
Tek hatası Güiza Özetle Del Bosque en formda takımların, en formda oyuncularıyla yola çıkıyor. Valencia gibi formsuz takımlardan oyuncu alırken de bunu duygusal nedenlerle yapmıyor, "kötü giden takımı ayakta tutanları" tercih ediyor. Deyim yerindeyse Del Bosque'nin, Guiza dışında bir falsosu yok. Sanırım onu da Türkiye'yi tanıdığını düşünerek aldı. Buna karşılık Terim'in tercihlerinin büyük bölümü falsolu! Neredeyse ligin dibindeki tüm takımlara puan kaybeden, kendi sahalarında bile kolay kolay kazanamayan Fenerbahçe ve Galatasaray'dan toplam 10 oyuncu var bizim kadromuzda diyorum ve başka bir şey demeye de gerek duymuyorum. Terim iskeleti bu iki formsuz takımın, formsuz oyuncularıyla kurdu. Kendi takımında oynamayan İbrahim Kaş'tan, sorumsuz Kazım Kazım'dan, boğazkesen Emre'den, Trabzonsporluları haftalardır çileden çıkaran Gökhan Ünal'dan medet umarken; Beşiktaş'ın en başarılı oyuncuları konumudaki Toraman'ı, Nobre'yi görmüyor, görmezden geliyor. Aslında uzatmaya gerek yok. Futbolla dalga geçemezsiniz. Geçerseniz, faturası ağır olur. Terim sayesinde Milli Takım'a kesilecek fatura da hiç kuşkusuz ağır olacaktır. Bu faturayı hafifletebilecek tek şey, Tuncay, Nihat, Nuri, Hamit, Mevlüt gibi oyuncuların beklentilerin çok üzerine çıkmaları olacaktır. Not: Yanılmayı çok isterim. Futbolun içinde var olan "sürprizler" bizim lehimize tecelli etsin ve bunca yanlışa rağmen kazanalım... Tahminimi yukarıda okudunuz, dileğim de budur...