Terim'in Milli Takım'a oyuncu seçimini eleştiren yorumum genel olarak olumlu karşılandı. Sadece bazı okurlarım olayın özünü bir yana bırakıp "Neden sadece Nobre ve Toraman örneğini verdin" noktasına takılı kaldılar. Böyle düşünenlerin de sayısı az olmadığı için bu açıklama bir anlamda zorunlu hale geldi. Sadece gündemdeki bu iki isimle yetinmeyip Kocaeli'yi sırtlayan Taner Gülleri başta onlarca örnek verebilirdim ama yine söylüyorum ki burada isimlerin önemi yok. Önemli olan Terim'in kendi askerlerini kadroya çağırması, performansa değil kimin 'asker' olup olmadığına bakıyor olması. Dikkat edin, Del Bosque bile bizim millilerden bahsederken teknik bir tanımlama yapmak yerine "Hepsi asker" diyor. Olayın özeti de budur zaten. Yani Toraman, Nobre, Taner Gülleri, Fatih Tekke, Yıldıray Baştürk ya da bir başkası değil. Hıncal ağabeynin de dün Fotomaç'ta yazdığı gibi Terim'in kesinlikle takıntıları var. O askerlerini çağırıyor Milli Takım'a, ihtiyacı olanları değil. Ne diyelim Allah selamet versin. Arda Turan, Nihat Kahveci ve Aurelio başta, bazı futbolcuların üstün gayretleriyle ayakta kalan bir Milli Takımımız var. Terim de bunun farkında. O nedenle, işi yapacak asıl oyuncuları aldıktan sonra, geride kalanlarını tamamen kendisine bağlılık bildirenler arasından seçiyor. Çünkü hoca da biliyor ki, aslında bunlar etkisiz eleman. Binmişler birkaç cesuryürek adamın sırtına, keyiflerine keyif katıyorlar. Ne güzel değil mi? Turkcell Süper Lig'de, Bank Asya Birinci Lig'de ve Avrupa'da binlerce genç adam da "Biri bizi keşfedecek diye" umutla bekliyor. Beklesinler bakalım. Askerler terhis olunca onlara da sıra gelir elbet!