Şampiyonluk yarışı kızıştıkça, giderek olumlu gelişmelerle kazanma şansı artan Beşiktaş'ın zirve yolundaki ayak sesleri, rakiplerini ürkütüyor! Futbolcular birbirlerine alıştıkça ve de Mustafa Denizli'yi, Denizli de futbolcuları tanıdıkça hedefe varma zorluğu, kolaya dönüşüyor. Özellikle futbolcuların kazanma arzu ve hırsları, yarışa konsantrasyonlarını artırıyor. Bu tempo düşmez, Gençlerbirliği, Sivasspor (D), Kayserispor, Kocaelispor (D) virajları kazasız dönülür, Galatasaray Trabzon'dan puanla döner, eski temposundan uzaklaşan Ankara gazisi Sivas Ankaragücü'ne de takılırsa şampiyonluk Kara Kartal'a göz kırpmaya başlar! Beşiktaş'ın rakiplerine kıyasla farkı üstün olan fizik gücüyle mücadeleyi son saniyeye dek inat, hırs ve inançla sürdürmesi. Siyahbeyazlı takım, ağırlığını "ciddiyetle" koyduğu oyunları kazanıyor. Hacettepe maçında bu özelliğinden sapma göstermesi az kalsın başına çorap örecekti! Umarım, rakibi küçümsemekten ders alınmıştır! Ancak orta sahada oyunu kesintisiz yönlendirecek 10 numaranın olmaması önemli eksiklik! Forvetteki verimliliğin özellikle sağ kanatta görülmemesi de Beşiktaş'ın handikapı. Sol kanat, özellikle Tello'nun üretkenliğiyle forveti gollük pozisyonlardan yoksun bırakmıyor.
Kadro alternatifli Mustafa Denizli, sahip olduğu geniş ve kaliteli kadroyu "rekabet" düşüncesiyle akıllıca kullanarak hazır tutmaya çalışıyor. Alternatifli kadroda oynayan sahadaki de sıra bekleyen kulübedeki de mutlu ve huzurlu. Kulübedeki küsmüyor, verilecek görevi bekliyor. Bu da Denizli'nin, düzenine alıştırdığı futbolculara olan güveninin kanıtı. Güçlü, özgüveni yüksek, mutlu ve huzurlu kadronun başarıya tırmanması mutlaka olur! Üstüne üstlük bir de elinde Ernst, Sivok, Nobre, Bobo, Holosko, Tello, Delgado ve Yusuf gibi kaliteli silahlar varsa zirveye ulaşma engellenemez!