Kabul, bir grup olarak eksiği ve zaafı var sarı-lacivertli kadronun. Ama en güçlü insan ve gelişmesini tamamlamış toplumların da eksiği, zaafları var... Sivasspor'da Hayrettin'in yedeği Faruk. Oysa Carlos'unki Vederson. Bülent Uygun 1 kazanıyorsa, Aragones 4 kazanıyor. 5 ise Sivasspor kadrosunun değeri, Fenerbahçe'ninki 6 katıdır. Tesis, ekonomik güç, medya desteği, tecrübe ve taraf konularında aradaki farkın Fenerbahçe lehine dağlar kadar olduğunu zaten biliyoruz. Eksik ve zaafı varmış kadronun... Allah çarpar insanı, tek kusurlu olarak kadroyu gösterirsek. Bursaspor'da Sercan ve Gençlerbirliği'nde de Soner gibi gençler çıkıyor ama Fenerbahçe eksiklerini giderecek gençler bulamıyor. Efendim, futbolcular koşmuyormuş. Yahu düşünce, sezgi ve çevre görüşünde sıra dışı olan Alex yırtınıyor sezon başından beri. Ve Kazım hariç, koşmayan, çırpınmayan tek futbolcu yok Fenerbahçe'de. Ama Aragones'in sistemi, tercihleri ve vizyonu yüzünden sıradanlaştı sarı-lacivertliler.
Kadroda sorun yok Bu sezon en çok solundan gol yedi Fenerbahçe. Solda Vederson-Uğur, vazgeçemediği sisteminde Alex-Semih ikililerinin daha yararlı olduğunu göremeyen bir teknik adamın kartvizitindeki 'Avrupa Şampiyonluğu' tesadüf değilse nedir? Gördünüz işte, hemen her maçta, ilk fırsatta oyundan alınan Uğur Boral oyunu forse ettiği gibi iki tane de gol attı. "Ağır" denilen Alex düşünce ve sezgi de olduğu gibi, koşuda da ağızlara "tıkaç" olacak kadar koştu ve Fenerbahçe onun önderliğinde ligin en az gol yiyen iki takımından biri olan Sivasspor'a tam 4 tane gol atarak, lige yeniden tat getirdi. Dolayısıyla bu sezonki görüntünün nedeni eksik, zaaf veya futbolcuların niyeti değil, Aragones'tir. Bu yüzden de Fenerbahçe'nin bu sezonki düş kırıklıklarını "kadro yetersizliği" ne bağlarsak, çarpılırız.