Maç öncesi en çok konuşulan konu Beşiktaş'ın, İstanbul BŞB'yi bugüne kadar yaptığı üç maçta da yenememiş olmasıydı. Karşılaşmanın hakemi Halis Özkahya'nın Beşiktaş'a yaramadığı ikinci kötümser görüştü. Bu iki görüşte istatistiklere bakılarak çıkarılan sonuçtu. Etrafıma bir baktım. Hiçbir siyah- beyaz dostu bu görüşleri takmıyordu. Bir başka deyişle, iş olsun diye konuşuyorlardı. Esas merak edilen konu maça çıkacak ilk onbirdi.
İşte ideal onbir Sakatlıkları düzelen Ekrem Dağ, Delgado ve Holosko oynayacak mıydı? İbrahim Toraman'ın yerine kim forma giyecekti? Bobo-Nobre ikilisi birlikte başlayacaklar mıydı?.. İlk onbirler ilan edildiğinde herkesin "İşte ideal onbir" dediğini duyar gibi oldum. İbrahim Toraman da vardı, Delgado ve Ekrem de... Mustafa Denizli, Bobo- Nobre ikilisiyle devam kararı da vermişti. Kimine göre inattan vazgeçmişti. Kimine göre de doğru yolu bulmuştu. Ben "Her maç sırat köprüsü" benzetmesini yapmıştım. İlk otuz dakika geçtiğinde doğrusunu isterseniz üç puan için bir ışık göremedim. Devre bittiğinde notlarıma baktım. Oyunu kontrol etmeye çalışan takım Beşiktaş'tı ama daha çok gol pozisyonunu İstanbul BŞB bulmuştu.
BŞB oynatmadı Beşiktaş istediği oyunu kuramamıştı. Daha doğrusu, İstanbul BŞB, Beşiktaş'a iyi oynamak imkanı vermemişti İkinci devre çok tempolu başladı. Tello-Delgado ikilisi iyi bir pozisyon buldu ama Tello'nun şutu dışarı gitti.. 60.dakikada Delgado çıktı, Holosko girdi.. Nobre vurdu, direkten döndü.. Nobre attı, ofsayt sayıldı.. Sonra Tello golü attı. İstanbul BŞB, serbest atış sonrası beraberliği buldu. Beşiktaş'ın ikinci golü de hemen geldi. Karşılaşma bittiğinde hedef olan üç puan alınmıştı.