Maçın eleştirisine girmeden önce yayıncı kuruluş Lig TV'ye Servet'in kale çizgisinden çevirdiği topa atıfta bulunarak bir öneride bulunmak istiyorum. Lig TV, Avrupa'da olduğu gibi kale çizgisine kamera koymuyor. Ama koysalar bu aynen ofsayt çizgisi çekmeye benzer bir servis olur. Zaten futbolumuzun her günü tartışma içinde geçiyor, bu sayede en azından bir tartışmamız da eksik olur. Bu nedenle benim Lig TV yönetiminden ricam, lütfen kale çizgisi hizasına da bundan sonra kamera koysunlar ve tartışmaları bitirsinler. Haftayı Arda'nın sağlık durumu tartışmalarının odağında geçiren Galatasaray koparılan gürültünün ardından Arda'lı onbiri ile sahadaydı. Bu bağlamda anlaşılıyor ki hafta boyu yapılan tartışmaların büyük bir bölümü gereksizmiş ve biz Arda'nın durumuna resmen Ümit Özat muamelesi yapmışız. Tamam futbolu ülkece hepimiz çok iyi biliyoruz ama sağlıkla ilgili yorumları bırakalım da sağlık konusunda uzman insanlar yapsınlar. Galatasaray'da daha maçın hemen başında Lincoln'ün yaratıcılığının eksikliği kendini göstermeye başladı ve takım ilk yarı boyunca üretken olamadı. İkinci yarıda da aynı kısır oyun devam etti ve yine o pasif deplasman takımı karşımızdaydı.
Denizli çok üstün Ankaraspor forvetleri iyi kapayınca ortaya pozisyonsuz bir oyun çıktı ve sadece Kewell'ın kafa vuruşu akıllarda kaldı. Tam anlamıyla futbolsuz bir maç izledik. Ortaya konulan futbol tribünlerdeki taraftarı büyük hayal kırıklığına uğrattı. Sezon başında kendisinden çok şeyler beklediğim Galatasaray Teknik Direktörü Skibbe'nin yetersiz kaldığına ben de artık iyice inanmaya başladım. Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin elinde önemli bir fırsat var. Kurt hoca, şampiyonluk yarışı verdiği iki yetersiz meslektaşını da rahatlıkla alt edecek tecrübe ve bilgiye sahip.