Doyumsuz 2. yarı Hafta içi yaşanan önemli isimlerin kayıpları nedeni ile maç oldukça hüzün verici bir atmosferde başladı. Galatasaray seyircisinin maçın ilk dakikalarında alışılmışın dışında sessiz kalması çizgi dışı bir durumdu. Ama aynı seyirci Galatasaray'ı çok defalar sessiz tribünler önünde oynamaya mecbur bıraktığı için bu futbolcular için pek yadırgatıcı olmamıştır sanırım. Ayrıca tribünlerdeki büyük boşluklar da Galatasaray'ın bu sezon büyük maçlar dışında genelde boş tribünlere oynayacağının işareti idi. Tribünlerde olan seyirciler ise takıma müthiş destek verdiklerini sanarak sıkıcı bir nakaratı sürekli tekrarlayıp durdular. Bütün bunlara rağmen Nonda'dan yoksun sahaya çıkan Galatasaray oyuna beklendiği gibi çok hızlı girdi ve Baros'un müthiş bir şutla attığı muhteşem gol geldi. Ama peki hemen akabinde yenen amatörce bile sayılamayacak gole ne demeli onu bilemiyorum. Futbolumuzda savunmadaki bu duran top zafiyeti Türkiye'ye gelen yabancılara da bulaşıyor ve savunmalarda kim oynarsa oynasın takımlarımız sürekli bu tür goller yemeye devam ediyorlar. Bunun çaresini bulan takım Türkiye ve Avrupa'da çok daha iyi konumda olup avantaj sağlayacaktır. Yenen gol sonrası, Galatasaray aniden maç başındaki motivasyonunu yitirdi ve sıradan bir takım hüviyetine büründü. Yine her zamanki pas hataları ve top kayıpları başladı. Hele top kaybetme yüzdesi her zaman yüksek olan Mehmet Güven de oyunda olunca kayıp ortalaması iyice yükseldi. Son maçların iyileri Lincoln ve Kewell ilk yarıda kayıplardı.
Yerinde hamle İkinci yarıda Skibbe akıllıca bir hamle yaparak aksayan Mehmet Güven'i çıkararak top kullanma yüzdesi çok daha iyi olan Hakan Balta'yı orta sahaya çekti. Bu hamle Galatasaray'ın oyununu çok olumlu etkiledi ve gol yine çok çabuk geldi. Seyircinin de ilk yarının aksine takımı ateşleyici desteği vermesi bunda etkendi. Böylece tadından yenilmez bir ikinci yarı izlemeye başladık. Şu bir gerçek ki Galatasaray'ın yabancıları oyuna ağırlıklarını koyduklarında Galatasaray tutulmaz bir takım oluyor. Çok olumlu bulduğum bir başka nokta da kaleci de Sanctis'in topu oyuna çok çabuk ve olumlu sokması. Bu da takımı çok çabuk ileriye taşıyor. İkinci yarıdaki iyi oyuna rağmen Nonda'nın eksikliği yine de hissedildi.