Mustafa Denizli, Beşiktaş'a geldiği gün elinde muhteşem bir kadro olduğunu sanıyordu. Biz ise aynı günlerde bu sütunlarda "Denizli'nin de işi zor" diye yazıyorduk. Bunun baş nedeni olarak ise "Beşiktaş'ın feci bir orta sahaya sahip olmasını" gösteriyorduk. İşte 3 lig maçının bilançosu... Bir galibiyet, bir beraberlik ve bir yenilgi. Attığı gol 4, yediği 3. Bu kadar kısa dönemdeki puan kaybı 5... Üstelik yenilmezlik unvanı gitmiş durumda. Bu tablo her şeye rağmen Mustafa Denizli'ye 'güvensizlik' oyu verilmesi anlamına gelmez. Hatta çok riskli olmasına rağmen oynattığı sistemi eleştirmek de gereksiz. Çünkü iyi futbolcularla, kötü topçuların bir araya geldiği bu kadroda 3-4-3 gibi dünyada hiçbir takımın uygulamadığı böyle bir sisteme karşı çıkmanın gereği yok. Denizli, kendinden önce çoğunlukla 'tek forvet' oynayan bir takımın '3 forvetli' oynayabileceğini kanıtladı. Beşiktaş, Süper Lig'de büyük maçlar dışında her 90 dakikayı 3'lü defansla oynayabilir. Çünkü, bu ligin kalitesizliği, 4 defans adamıyla iki rakip forveti kontrol etmeyi komik kılıyor. Sorun orta sahadaTürkiye'nin en kötü orta sahası da Beşiktaş'ta. Bakın 3'lü savunma Toraman, Sivok ve Zapo ile toparlandı. Ancak orta 4'lü dökülüyor. Sağ taraftaki Serdar Kurtuluş, bırakın ilk 11'e girmeyi 18 kişilik kadroda yer alamaz. Ne kadar koşarsa koşsun, sol tarafta da İbrahim Üzülmez için durum aynı. Cisse en iyi maçında bile yükü kaldıramıyor. Klasik bir orta saha oyuncusu olmayan Delgado etrafındakiler enerji üretmeyince kayboluyor. İleri 3'lüde Holosko dibe vurmaya başladı. Nobre, kötü ama kalpten oynuyor. Tello ise bu takımın ayağını en iyi kullanan oyuncusu. Beşiktaş Kayseri'de kötü oynarken Tello ve Nobre çıkıyor, hayalet gibi dolaşan Holosko sahada kalıyor. Sonra Sivok, Serdar Kurtuluş ve Rüştü'nün zincirleme hataları Beşiktaş'ı yerle bir ediyor. Denizli bir 'yenilik' daha bulamazsa, sırada benzer facialar var!