Mustafa Denizli, Beşiktaş'taki ilk sınavında şapkadan tavşan çıkartan sihirbaz gibiydi. Öyle bir taktik uyguladı ki Gençlerbirliği'nin kafası karıştı. Bu inanılmaz oyun biçimi 13 dakikada üç gol getirdi. Yani her 4 dakikaya bir gol sığdı. Peki neydi bu işin sırrı? Denizli alan daralttı. Beşiktaş adeta dar alanda kısa paslaşmalarla işi ilk çeyrek dakikada bitirdi. Hücuma kalkarken ve rakip atak geliştirirken en ilerdekiyle en geridekinin arasındaki mesafe 40 metreyi geçmedi. 'Sistemin rakamsal adı nedir' diye sorarsanız doğrusu çözmek mümkün değildi. Baktık geride dört kişi var, ortada da aynı sayıda oyuncu bulunuyor. Sonra bir bakıyorsunuz savunma bazen üç kişi kalmış, bazen beş kişiye çıkmış. Denizli hafta içindeki basın toplantısında sistemden sisteme geçileceğini söylemişti. Aynen öyle oldu. Maçtan maça değil bir oyunun 90 dakikası içinde bile sistem kendini sürekli yeniledi. Bu kurguda özgürlüğüne kavuşan Tello forvet gibi oynadı. Çok şık bir gol attı. Bir de attırdı.
İkinci yarı dinlendiler Nobre hesapta hücumda oynuyordu ama onu sık sık orta sahanın göbeğinde pres yaparken gördük. Holosko bu sisteme ayak uydurabilse ilk yarı gol rekoru kırılabilirdi. Ancak bu sistem değişiklikleri Beşiktaşlı futbolcuları öylesine yordu ki ikinci yarı adeta dinlenen bir takım izledik. Savunma birkaç kademe hatası dışında süper oynadı. Sivok ve Zapo mükemmel bir ikili oldular. İbrahim Toraman ve Üzülmez maç boyu savaştılar. Cisse geldiği günden bu yana en çok koştuğu ve yorulduğu bir maçı geride bıraktı. Delgado enfes paslar attı. Belli ki Mustafa Denizli gol yese bile daha fazlasını atabilecek bir takım yaratmaya kararlı. Beşiktaş'ta düzen değişti.