Eğer başka birisi olsa başlıktaki sorunun yanıtı olarak 'çok zor' derdim. Ancak söz konusu kişi Mustafa Denizli olunca 'yapabilir' diyorum. Denizli, bir 'motivasyon' ustası... Bulunduğu her takımda ve her yerde etrafına 'pozitif enerji' saçtı. Galatasaray ve Fenerbahçe'yi zirveye ulaştırması asla 'sürpriz' değildi. Milli Takımın ilk büyük başarısı olan 'çeyrek finalist' unvanına da o imza attı. Medyanın 'görsel' ve 'yazılı' dallarında izlenen ve okunan analizlerini 'beyefendi' kişiliği ile gerçekçi olarak yaptı. Ancak onun en sevdiği iş 'medyacılık' değil, teknik adamlıktı. Şimdi yeniden gerçek işini döndü. Üstelik çocukluğundan bu yana hayalini kurduğu yere 'hayatımın en büyük davetini aldım' diyerek geldi. Bana kalırsa Yıldırım Demirören yönetiminin teknik direktör değişikliklerinden sonra en isabetli tercihi olarak koltuğa oturdu. Peki Mustafa Denizli'nin elinde 'helva' yapacak kadar un, şeker ve yağ var mı? Hepsinden var ama hangisinin daha çok, hangisinin daha eksik olduğunu tüm iyi niyetine rağmen Ertuğrul Sağlam çözememişti. Bu nedenle sistemden sisteme geçmiş, her maça ayrı kadro çıkarmak zorunda kalmıştı. Ümraniye'den gelen haberler 'radikal' bir değişim ile yepyeni bir sistemin devreye gireceğini gösteriyor. Bu sistem Gökhan Zan, Seric ve Cisse'yi kulübeye mahkum eder. Ben 3-5-2'nin yıl sonra yeniden ayak seslerini duyar gibiyim. Bu kadro bunu ilk kez oynayacak. Tutar mı, tutmaz mı bilemem. Bildiğim bir şey var; Denizli nasıl başlarsa öyle bitirecek. İyi bitirme şansı yüzde 51!