Beşiktaş yönetimi, Mustafa Denizli'yi sezon başında göreve getirmiş olsa şimdiye kadar yaptığı en isabetli işe imza atmış olacaktı. Böyle bir giriş yaparak Ertuğrul Sağlam'ı yok saydığımı sanmayın. O, çalıştığı süre içinde yapabileceğini yaptı. En büyük şanssızlığı böyle bir göreve çok erken gelmesiydi. "Peki Denizli sezon başında Beşiktaş'a hoca olsa ne değişirdi?" derseniz, söyleyeyim: Denizli kesinlikle Sivok ve Zapo'nun alınmasına karşı çıkmazdı. Çünkü savunma son birkaç sezondur çakılı oynayan ve top yapmayan oyuncular ile S.O.S veriyordu. Denizli, 2 Çek oyuncunun alınmasına onay verir ama Seric'i almazdı. Ama savunmanın soluna ondan daha iyisini bulurdu. Çünkü orada da çatlak vardı. Denizli, sezon başında gelse radikal değişiklikler savunma ile sınırlı kalmaz, özellikle orta sahada yoğunlaşırdı. 6. haftada işbaşı yapmak onu bu operasyonları yapmaktan alıkoydu.
Cisse savunmaya dönük Yeni sistemi rakamlar ile anlatmanın gereği yok. Orta dörtlü şu anda Beşiktaş için tam anlamıyla bir baş ağrısı. Serdar Kurtuluş, geriyi düşünmekten öne hamle yapamıyor. Bu sağ taraftan gerçekleşmesi gereken kanat bindirmelerini asgari düzeye indiriyor. İbrahim Üzülmez, çizgiye kadar gidip, orada durunca rakip savunma bir anda toparlanıyor. Yani Beşiktaş'ın golcülerine sağdan da soldan da top gelmiyor. Cisse, ön libero olarak savunma ağırlıklı oynuyor. Fizik gücünü zorlayıp, sürpriz golcü olmayı sevmediği için orta alan bu bölgede de tıkanıyor. Eskiden Cisse'nin yerindeki Tayfur, oyunun her iki yönünde de vardı. Sistem Delgado'ya da savunma rolü veriyor. Bu orta dörtlü kapasitesinin üstüne çıkabilirse fazla sorun yok. Ancak kapasitesinin ek görev için sınırlı olduğu da ayrı bir gerçek. Denizli, göreve geç geldiği için üçlü defans, üçlü forvet ile oynamak zorunda kalıyor. Beşiktaş'ta her şey orta dörtlünün üreteceği elektiriğe bağlı. Voltaj yükselebilir de, düşebilir de. Top orta sahada...