Kiev ile ilk 3 puan Önce Kiev'le ilgili madde madde gidelim; 1- Ukrayna ligi, Avrupa'nın belki de dünyanın en az gol atılan liglerinden biridir. Mesela bu yıl maç başına gol ortalamaları 2.04'tür. Zaten, maç başına 2 gol atan takım da bulamazsınız, D. Kiev'den başka tabi.
2 - Dinamo da kaybeder merak etmeyin. Kendi liginde bu sene hiç kaybetmeden oynadığı 5 maçlık bir serisi var ama, Vorska diye, ligin 5. sırasında yer alan sıradan bir takım bile, 6 maç üst üste yenilmeden bu ligde yer alabiliyor bu sene. Yani, Dinamo'nun yenilmezliği sorun değil.
3 - Koçları Yuri Semin, Arsenal maçından sonra "Arsenal maçından önce biri bana, size 1 puan versek dese, çok memnun olur alırdım ama maçı gördükten sonra şimdi bir miktar hayal kırıklığım var" diyordu. Aynı maç için Wenger ise "Biz aslında bu maçta hüsran ve mutluluğu bir arada yaşadık. İlk yarıda yakaladıklarımızı atsak maçı bitirirdik ama gene de son 3 dakikada puanı almak sevindirici'' diyor ve çok önemli bir cümle ile bitiriyordu "Kiev çok tehlikeli görünen bir takım değil ama YENMEK ÇOK ZOR!"
4 - Takımda şu ana kadar forma giyen 22 oyuncunun 11'i yabancı uyruklu. En etkilileri ise Yattara'nın hemşerisi Bangoura. Onu, sanırım dünya kupası elemeleri idi, Namibya maçında seyretmiştim, adam 3 nefis gol atmıştı ve kısa ama çabuk adam olarak rakip savunmayı nasıl sıkıntıya soktuğunu görmüştüm. Fener'in grubunda, ilk Arsenal maçında penaltıdan golü de o attı zaten. Ama bu penaltı için Wenger'in maç sonu tasviri ilginçti; ACIMASIZ KARAR.
5 - İlginç diğer oyuncularına gelince; EREMENKO (11) Fin asıllı Rus, Udinese'de dikiş tutturamayınca bu sezon geldi. Orta alanın ortasında oynar. Geçen hafta attığı gol onu Ukrayna liginde gol atan ilk Fin asıllı oyuncu yaptı. 25 numara MILEWSKY kozları. Milewski, 6 Eylül'deki Belarus maçında sakatlandı, o tarihten beri oynamadı. Sakat ama oynayıp oynamayacağı belli değil. Bu uzun ve zayıf bacaklı santrfor aslında garip bir adam. Çok yetenekli değil ama olmadık zamanlarda olmadık goller atıyor. İki yıl önce Fener'in Kiev'de 3-1 yenildiği maçta son 30 dakika oyuna girmişti. Ama, sakatlığı nedeniyle oynamaz ise Fener için avantaj olur.
6 - Ya Fener? Takımın kondisyonu yetersiz. Bence antrenman tekniğinde sorun var. Aragones, milli takım çalıştırdığı için, kondisyon antrenmanı gerekli olmuyordu. Oyuncular topu topu 3-4 günlüğüne ve iyi çalışmış olarak eline geliyordu. Ama şimdi tüm takımın çalışması ona ve ekibine ait. Bu konuda da eksiklikler var.
7 - Takıma teknik adamın katması gereken pozitivite de yok. Gülmeyen bir kimlik Aragones. O yaştaki adam, o karizma ile 22 yaşındaki delikanlının sırtını bir sıvazlasa, o topçunun neler kazanacağını bilmeli. Mutlaka biliyor ama yapmıyor. Sonuçta Fener kaybediyor. Kazım oynamıyor, Burak sivrilemiyor, Uğur, oyuna gire çıka motivasyon kaybediyor, Güiza yalnızları oynamaktan kahrediyor. Alex "Bir başıma nereye kadar" diyor.
8 - Aurelio'yu kaptıran, Güiza'ya verdiği para nedeniyle eleştirilen, tribünlerde huzuru bulamayan yönetim, bu konularla uğraşmaktan, gereken yerlere ilgiyi gösteremiyor. Volkan'ın cezasında indirim için Tahkim'e gidiliyor ama Sivas'a Volkan götürülmüyor. Bırakın cezasının indirilmemesini, bu kadar önemli bir deplasmanda, 3-4 gün sonraki Kiev maçı öncesinde arkadaşları ile beraber olmaması hata değildir de nedir Volkan'ın?
SONUÇ; Dr. Gürkan diyor ki; Kiev'liler geçen sene en iyi oldukları dönemlerde bile, Şampiyonlar Ligi'nde, deplasmanda Roma, M. United, Sporting maçlarında hiç gol atamadan 9 gol yiyip, hiç puan alamadılar. Bu sene ise çok daha göz kamaştırıcı bir tablo sergiliyorlar. Ancak, sırtındaki forma renginin anlamını anladıklarını herkese gösterecek bir takım olmalı yarın akşam sahada. Teknik, taktik tamam ama maçın kazanılma şifresi; Takımın ruhu! Bu ruh, bu futbolcularda var mı? Başka şansları yok. Bu maç hepsinin tekrar dirilmek için son şansı. Benim de beklentim tek. İlk 3 puan Kiev'den gelecek. Rastgele Fener...