Tek forvet oynat, Baros'u kaybet Galatasaray, onu tek başına oynatırsa verim alamaz. Yanına ya Ümit ya da Nonda'yı mutlaka koymak zorunda... Arda, Kewell ve Lincoln'ün de katıldığı beş hücumcu hızlı oynar ve ön alanda pres yaparsa, takım tadından geçilmez
Seyrederken heyecan duyduğum adamlardan biriydi Baros. Ama Galatasaray'da neler yapacak, hadi bakalım:
1- Liverpool'a İlk geldiği 2002 yılında gol attığı takımlara baktım; WBA, Sunderland, Westham, Southampton, Fulham İçlerinde sadece Manchester City vardı, zor takım sayılacak. Chelsea, Arsenal, Manchester United, Tottenham gibi takımlara oynamasına rağmen gol atamamıştı.. Ama aynı sezon milli takımında çok başarılıydı. Hemen her milli maçta, Fransa ve İsveç gibi zor takımlara dahi gol atmıştı. Yani kulüp takımındaki Baros'tan çok daha iyi bir Baros izletmişti milli takımında.
2- Bir sonraki sezon milli takımda gollere devam ederken, ligde fazla forma şansı vermedi Liverpool ona.
3- Yine iyi sayılacak bir sezon geçirdiği 2004 vardı sırada. Ama bu sezonda da Arsenal, Chelsea, M. United gibi takımlara gol atamıyordu. Premier Lig'de 9 golü vardı ama bunun 3'ünü (2'si penaltıdan olmak üzere), 1 maçta C. Palace'a atıyor. Ve o sezon farklı kategorilerde oynadığı 44 maçın 34'ünde gol atamıyordu. Yani gol atma sıklığı % 25'in altında idi ki bu golcü vasfı olan bir oyuncu da, Avrupa'da % 40'ın altında pek olmazdı.
4- Sonuçta A. Villa'ya geldi. Bence en başarılı dönemi de 2005-06 sezonu oldu. Ama orada bile gol attığı takımlar; Birmingham, WBA ve Sunderland idi. Yani o sezon küme düşen 3 takım! Kısa çabuk adam Kewin Philips ile beraber çift forvet oynuyordu. Nispeten daha iyi bir sezon geçirdi. Lyon'a gitmeden önce bir FA Cup mücadelesinde M. United'a attığı gol, onun Premier lig macerasında bir deve karşı atabildiği tek gol oluyordu.
5- Lyon'da Benzema ile beraber çift forvet başladılar. İlk maçında da attı ama Keita, Ben Arfa, Govou, Toulalan ve Juninho'lu bir düzende, teknik adamı onun hücum presi yapmadığını görünce, "Orta alandan gole giden oyuncularım bana yeter" diyerek fazla oynatmıyordu. Hele ki takım Benzema arkası Ben Arfa, Govou, Juninho ile peş peşe galibiyetler alınca ve de kulübedeki Fred form tutunca şansı hiç kalmıyordu. 19. hafta, sonradan girip gol attığı Nancy maçı, onu 1 hafta sonra Toulouse maçında ilk 11'e taşıyor ama orta sahanın sağında oynayınca verimi düşüyordu. Zaten hemen arkasından da Portshmouth'a kiralandı.
6- Lyon sonrası geldiği Portshmouth'ta sadece Chelsea maçında 90 dakika oyunda kalabildi. Sürekli ya sonradan giriyor, ya da oyundan alınıyor bunun dışında gol de atamıyordu. Önce yanında Benjani ile çift forvet başlamış, Bolton ve Birmingham maçlarında Defoe ile yan yana oynamıştı. Ama Birmingham maçında Defoe 3 atarken o susmuş, yerine giren Kanu da gol atınca gözden düşmeye başlamıştı. Buna rağmen 2 hafta daha ilk 11 de, Defoe ile beraber çift forvet oynama şansı bulmuş ama yine atamayınca, artık umutlar kesilmişti.
DİKKATİMİ ÇEKENLER 1- Hiçbir sezon 10 golün üstüne çıkamamıştı. 2- Avrupa'da geçirdiği yaklaşık 8 sezonun sadece 2 tanesinde 20 maç üzeri oynayabilmişti. 3- Başarılı olabildiği düzen; kesinlikle önde çift forvetten biri olarak oynadığı düzendi. Nitekim hemen her takımında çift forvet oynamıştı. 4- Büyük maçlarda ısıran, gol atan adam olma özelliği görülmüyordu.
SONUÇ: Dr. Gürkan diyor ki G.Saray onu tek forvet oynatırsa verim alamaz. Yanına ya Ümit ya da Nonda'yı koymak zorunda. Ama o zaman da hücum arkası 3'lü yani Arda, Kewell, Lincoln oynatırsa, tek ön liberolu düzene kalır. Yani Mehmet Topal'a büyük yük biner. Hızlı oynar ve bu 5 hücumcu, ön alanda rakibe pres yaparsa, takım tadından geçilmez olur. Yapamazsa mı? Sanctis, sık sık kalesinden top çıkarır. Baros her takıma umut olarak gitmişti. Bu yeteneği vardı. Ama hiçbirinde olmadı. G.Saray bence onun var olan yeteneklerini göstermesi için son şansı. Bu şansı kullanabilecek mi diye mi sordunuz? Ben bu işten ekmeğini kazanan hiçbir oyuncu için, başlangıçta kötü düşünmedim. Umarım ve dilerim ki Baros, G.Saray adına iyi işler yapar...